AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Was hoping you'd come home

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rachel Bell

Was hoping you'd come home OTboxS
Rachel Bell

Rp Yaşı : 32
Lakap : Reçel
Mesaj Sayısı : 9

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptyPtsi Mayıs 25, 2020 1:24 am

Was hoping you'd come home LN1TdJg
Rachel Bell

Was hoping you'd come home Merlinseperator3
             Jameson Bell

Was hoping you'd come home ESznG4q



En son Rachel Bell tarafından Ptsi Mayıs 25, 2020 2:08 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rachel Bell

Was hoping you'd come home OTboxS
Rachel Bell

Rp Yaşı : 32
Lakap : Reçel
Mesaj Sayısı : 9

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptyPtsi Mayıs 25, 2020 1:27 am

İki katlı, pencereleri uyumlu, iyi durumda olan bir evdi yaşadıkları. Bahçesinde rengarenk çiçekleri vardı, ama bakımsız kalmışlardı. Evin dış boyasını tabiki de Rachel boyamıştı babası ile, yer yer şekiller çizmişti gençken. Çevredeki insanlarla iyi anlaşıyorlardı, komşular güler yüzlü ve yardımcıydılar, hele ki konu annesi iken. Annesinin durumu iyi değildi. Rachel’ın hiç tanışamadığı abisi kaçırıldıktan sonra kötüleşmişti, tam toparlıyor derken 7 sene önce eşini kaybetmişti ve olay burada kopmuştu... Halisünasyonlar görüyor, ağlıyor , kabuslarla uyanıyordu.  

Bir gün Rachel sanat merkezinden gelen komisyon karşısında hem şaşırmış hem de çok sevinmişti, son zamanlarda pek komisyonda bulunan olmamıştı çünkü. Baş balet ve balerinin portrelerini yapacak, gösteri için poster dizayn edecekti. Teklifi aldıktan sonra ki hafta pazar günü, gün ağarmaya başlarken Rachel, üstünde atolyede resim yaparken kullandığı yıpranmış eski t-shirtü ve şortu, elinde kahvesiyle portreye bakıyordu, yüzüne ve vücuduna saatler öncesinde sıçrayan boyalar sertleşmişti, tenini tatlı tatlı geriyordu. Bu hissi çok seviyordu Rachel , bir şeyi başarmış hissi uyandırıyordu. Saçlarını kalemle dağınık topuz yapmıştı. Gözünde yorgunluk giderici gözlükleriyle incelemişti portresini. "Kesin bir yerde hata var" diye düşünüyordu incelerken. " Anatomisini becerebilmiş miyim? " diye mırıldandı kahvesinden bir yudum alırken “Boyunu doğru yaptım mı ?” diye düşündü “ Bacağın şekli mi yamuk ? “diye eğildi bakmaya yakından.  

Bitirdiği portre baş balerinin portresiydi, baş balerin gündüz Rachel’ın evine gelip portre için modellik yapıyordu son iki gündür, ve cumartesi akşam o gittikten sonra Rachel bütün gece ince detaylar üzerinde çalışıp sonunda bitirmişti resmi. Kullandığı boyaları kusursuz resim yapmaya özel büyülemişti Rachel. Bu yüzden yaptığı resimler 0 hatalı oluyordu, ama Rachel her seferinde bir yanlış veya bir kusur bulmaya çalışıyordu kendinde. Guaj boya kullanmıştı portrede, en sevdiği boya türüydü, tuvale her fırça darbesinde o mat tonun vermiş olduğu huzur ve rahatlıkla kendinden geçiyordu resim yaparken.  

Annesinin “Kızım” diyen bitkin sesiyle düşüncelerinden sıyrılmış, kendine gelmişti. Kahvaltı zamanıydı demek, o kadar olmuş muydu gerçekten? Zamanın farkında değildi. " Geliyorum annecim, hazırlıcam kahvaltıyı hemen!" Diye seslendi annesine.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Was hoping you'd come home OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptyPtsi Mayıs 25, 2020 3:31 am

James elinde adres ile kamptan çıkmış yürüyordu kasabaya doğru. Sırtında serin havadan onu koruyan ceketi, kafasında cevapsız sorular vardı. Burada bulacağını umuyordu. Neredeyse 10 yılı aşkın bir süre geç kalmıştı. Aradığı cevapları hala bulabilirdi burada, değil mi? Ne de olsa o adresteki evin eski sahipleriydi bunlar.

    "Irene Bell" diye mırıldandı elindeki notu okurken. Avcı kampındakiler sağ olsun, yardımcı olmuşlardı bulmasına. "Jonathan Bell" diye mırıldandı notu cebine tıkıştırıp yürürken hedefine doğru. Kasaba yavaş yavaş uyanıyordu. Uzaktan saat kulesinin çanları duyuluyordu. Kasaba sakinleri yavaş yavaş ya uyanıyor, ya da hayata başlıyordu. Fırından taze çıkmış ekmek, çörek ve börekleri almaya gidenler, ya da alıp evde kahvaltı sofrasını kurmaya dönenler vardı. Güzel ve huzurlu bir yerdi. Neredeyse normaldi bu kasaba. Neredeyse.

    Karşısındaydı aradığı adres. Derin bir nefes alıp açtı bahçe kapısını. Çimlerin kesilmesi lazım diye düşündü bahçeden geçerken. Bilekliği her zamanki gibi bileğindeydi. Çiçekleri de yutmuş otlar diye geçirdi aklından ön balkonun merdivenlerini çıkarken. Kapı karşısındaydı. Yutkunup islattı dudaklarını. Sorularının cevabı hemen bu kapının ardında yatıyordu. Derin bir nefes aldı, ve kapı ziline bastı.

    Ama zil sessizdi. Niye? Bir daha bastı. Belfast'daki olay tekrarlıyor muydu yoksa? Camdan içeri baktı. Evde yaşam izleri vardı. Hemde bayağı sağlam. Az önce birisi arka odaya girmişti James'i camda görmedenn. James iç geçirdi. "3 kutsaldır" diye mırıldandı, ve bir daha bastı. Yine çalışmamıştı zil. Kesin ve net bozuktu. Bakındı etrafa. Millet şüpheleniyor muydu? Kapıyı nazikçe tıklattı kapıdaki tokmak ile.

    Saniyesine içeriden hızlıca kapıya koşturan ayak sesleri duyulmuştu. Kapı aralandığından gözlerinin altı uykusuzluktan morarmış bir kadın bakıyordu Jameson'a.

    "Buyrun" diye sordu kadın bu saatte ziyaretçi olmasına şaşırmış duruyordu.

    "Günaydın, ben Jonathan Bell'e bakmıştım" diye gülümsedi James. Güvenilir gözükmeye çalışıyordu. Güler yüzlülük hep işe yarardı.

    "Babam vefat edeli 7 yıl oldu"

    Tüh be!

    "Irene Bell ile görüşebilir miyim peki?" diye sordu James. İstemsiz gerilmişti. Niye kampta kimse adamın öldüğünü söylememişti? Kesin laubali genç avcılardan biri pişmiş kelle gibi sırıtıp "Sormadın ki" diye cevap verecekti. Sonra Jameson niye bu canavarları öldüreceğine insan öldürüyorsun?

    "Kendisi şu an müsait değil" diye kadın kapamaya çalıştı kapıyı, ama James durdurdu onu.

    "Konuşabileceğim başka birisi yok mu evde?" diye sordu James. Sesindeki umutsuzluğu bastıramamıştı. "Bu çok önemli."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Rachel Bell

Was hoping you'd come home OTboxS
Rachel Bell

Rp Yaşı : 32
Lakap : Reçel
Mesaj Sayısı : 9

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptyPtsi Mayıs 25, 2020 12:18 pm

Rachel kapının çalındığını duymuştu , tam da mutfağa girmek üzereydi. Kapıya koşarak açtı "Buyrun" diye sormuştu . Kimdi ki bu adam ? Kasabalılardan mıydı? Yorgun gözüküyor diye geçirdi içinden ama adamın

"Günaydın , ben Jonathan Bell'e bakmıştım" demesiyle düşüncelerinden sıyrılmıştı . Babasını nereden tanıyordu ki? Zamanında babasının çalıştığı yerdeki arkadaşlarının oğlu filan mıydı bu çocuk .

"Babam vefat edeli 7 yıl oldu" diyebilmişti Rachel iç geçirerek inceledi adamı. Deri ceketi üzerindeydi , siyah vucuda tam oturan pantalonu yeni gibi duruyordu. Bu modeli satan var mıydı? Rahat gözükmüştü gözüne belki kendiside alırdı .

"Irene Bell ile görüşebilir miyim?" demişti kapıdaki adam . Annem mi? diye düşündü , aaa pis sapık tüm aileyi soruyor resmen şuna bak ya! dedi içinden. "Kendisi şu an müsait değil" demişti kapıyı kapamaya çalışarak. Hafif tırsmıştı yalan yoktu , tam kapadım kurtuldum lan derken adam engel olmuş

"Konuşabileceğim başka biri yok mu evde?" demişti . Çattık ya!!! diye düşünüp iç geçirdi Rachel , "Bu çok önemli" diye eklemişti adam . Rachel adamı süzüp en son gözlerine baktı , istemeye istemeye açtı kapıyı geri.

"Annem ve babamı nereden tanıyorsunuz bilmiyorum ama buyrun" dedi içeriye girebilirsin işareti yapıp. Üstü başı boya içindeydi . "Annem bu tarafta , şimdiden uyarmam da fayda var kendisi biraz rahatsız" dedi annesinin yanına salona ilerlerken . Annesi salonda cam kenarında favori köşesinde oturuyordu her zaman olduğu gibi . Üzerinde çiçekli elbisesi vardı, saçları örgülüydü , her gece yatmadan Rachel örüyordu.

"Rachel?" diye sordu annesi gözlerini camdan ayırmadan , "Kahvaltı mı hazır kızım?" dedi bitkince ve kapıya doğru baktı.

"Hayır annecim henüz değil , bu beyefendi babamı görmeye gelmişti fakat göremeyince seni sordu" dedi adama bakarak . Irene gözlerini camdan ayırıp kapının oraya baktı ve bakınca da donup kaldı

"J-Jonathan?" diye mırıldandı , "Jonathan s-sen mi döndün?" dedi destek alarak kalktı ayağa. Rachel garipsemiş bir annesine bir de adama baktı

"Annecim babam vefat edeli çok oldu hatırlamıyor musun?" dedi, özür dilercesine baktı adama. Irene yavaş yavaş yaklaşmıştı ikisine

"D-doğru, Jonathan artık yok" diye üzgünce fısıldadı sonra gözleri dolmuştu "J-Jamie?" diye sordu , "O-oğlum mu geldi?" dedi uzanıp dokundu adamın yanağına gözleri dolu dolu ve parlıyordu mutluluktan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Was hoping you'd come home OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptyPtsi Mayıs 25, 2020 9:55 pm

Kadın kapıyı açınca şaşırmıştı. Ama bu şansı geri tepemezdi.

    "Annem ve babamı nereden tanıyorsunuz bilmiyorum ama buyrun" demişti kadın. Çok yaşlı ya da genç değildi. Aslında yaşı yakındı James'e kadının. Ama bu özensiz ve makyajsız hali daha genç bir his veriyordu insana. "Annem bu tarafta , şimdiden uyarmam da fayda var kendisi biraz rahatsız" diye ekledı kadın.

    Rahatsız mı? Engel olmazdı James'e değil mi? Sorularının cevaplarını alabilirdi değil mi?

    "Rachel?" diye bitkin yaşlı bir kadın sesi gelmişti. James görmüştü kadını. Upuzun, yer yer beyazları olan saçları örülmüş, omuzlarından sarkıyordu. Tatlı beyaz renk, lavanta ve pembe gül desenli bir ev elbisesi giyiyordu. Sabahlığı oturdugu sallanan sandalyenin sırtına asılmıştı. Hüzünlü, yorgun ve acı çekmiş, yaşlı bakışları uzaklara dalmıştı. "Kahvaltı mı hazır kızım?" diye James'e kapıyı açan kadına dönmüştü kadın.

    "Hayır annecim henüz değil" demişti kapıyı açan kadın, Rachel. "Bu beyefendi babamı görmeye gelmişti fakat göremeyince seni sordu" diye kenara çekilmişti James'i kadının görebilmesi için.

    Yaşlı kadın Jameson'a baktığı anda ama gözlerinden o hüzün uçup gitmişti. "J-Jonathan?"

    Noluyordu?

    "Jonathan s-sen mi döndün?" diye sordu yaşlı kadın, o hüzünlü bakış yerini umut dolu gözyaşlarına bırakmıştı. Irene sandalyesinin kolundan destek alarak ayağa kalkarken. James fark etmişti. Rachel'da anlamamıştı nolduğunu.

    "Anneciğim, babam vefat edeli çok oldu hatırlamıyor musun?" diye sormuştu Rachel annesine. James fark etmişti duvara asılı bir fotoğraf. Bir kadın ve bir adam, küçük bir kıza sarılmış. Hüzünlü görünen kadın Irene'e benziyordu, daha genç haliydi. Fotoğraftaki yorgun görünümlü adamsa Jameson'a çok benziyordu. Jonathan mıydı bu?

    "D-doğru, Jonathan artık yok" diye karşısındakı kadın fısıldamıştı. Geri dönmüştü o hüzün sesine. Ama umut parıltıları hala duruyordu. "J-Jamie?" diye sormuştu yaşlı kadın. Jamie mi? Bu kadın lakabını nereden biliyordu? "O-oğlum mu geldi?" diye titreyen elleri ile dokunmuştu James'in yanağına. Gözlerindeki o mutluluk dolu pırıltı...

    Buruk gülümsedi James. İstemeye istemeye kadının elini tuttu, çekti yanağından. "Bayan Bell, beni bir başkası ile karıştırmış olmalısınız" diye fısıldadı kadını nazikçe koltuga yönlendirip oturturken.

    "H-hayır" diye tutmuştu Jameson'ın ellerine Irene. "Hayır b-ben oğlumu tanırım" diye yutkundu, rüzgarda dalından kopmak üzere olan bir yaprak gibi titriyordu kadın yanaklarından yaşlar akarken.

    "Hanımefendi, lütfen sakin olun" diye yutkundu James, Rachel annesine su getirmişti.

    "Sen benim Jamie'msin" diye fısıldadı kadın, artık tamamen ağlamaya başlamıştı.

    "Anne" diye fısıldamıştı Rachel, James'e özürr dilercesine bakarak adamın ellerini kurtarmaya çalıştı yaşlı kadının ellerinden. "Anne abim öldü."

    "Hayır bu o!" diye bağırdı yaşlı kadın. Kızını üstünden itip James'in tişörtünü kavramış, çekiştiriyordu. "Doğum izi! Doğum izi var karnında!" diye gözlerinden yaşlar akarak çıkarmaya çalışıyordu adamın tişörtünü.

    Ama James engel olmuyordu. Hayatında hiç görmediği bu kadın nereden biliyordu karnındaki doğum izini?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Rachel Bell

Was hoping you'd come home OTboxS
Rachel Bell

Rp Yaşı : 32
Lakap : Reçel
Mesaj Sayısı : 9

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptyPtsi Mayıs 25, 2020 10:15 pm

"Bayan Bell, beni bir başkası ile karıştırmış olmalısınız" demişti Rachel yaşlarında olan adam ama annesi ısrarla tutunmuştu adamın ellerine

 "H-hayır" demişti Irene gözleri dolu doluydu."Hayır b-ben oğlumu tanırım" diye eklemişti. Oğlu mu? neler oluyordu böyle? Rachel kendisinden iki yaş büyük olan erkek kardeşinin kaçırıldığını biliyordu, ailesi anlatmıştı ama ölmüştü kardeşi.

"Hanımefendi, lütfen sakin olun" demişti adam, yüzünde tereddüt ve birazda olsa şaşkınlık vardı. Ama Irene kendine hakim olamamış ağlamaya başlamıştı artık

"Sen benim Jamie'msin" diye ağlıyordu hıçkırarak. Rachel'in içi kötü olmuştu annesini böyle görünce. Destek olmaya çalışıyor, iyileştirmeye çalışıyordu annesini sürekli.

 "Anne" diye fısıldamıştı Rachel, , James'e özürr dilercesine bakarak adamın ellerini kurtarmaya çalıştı yaşlı kadının ellerinden. "Anne abim öldü." dedi annesine gözleri dolmuş bakarken. "O ö-öldü anne" dedi yutkunarak. Annesini durdurmaya çalışırken kalemle topladığı saçı açılmıştı

 "Hayır bu o!" diye bağırmıştı Irene , kendini Rachel'dan kurtarıp adamın t-shirtünü kavrayıp çekiştirmeye başlamıştı ağlarken  "Doğum izi! Doğum izi var karnında!" diyordu sayıklarcasına yaprak gibi titriyordu ağlarken

"Anne lütfen yalvarırım sakin ol" diye fısıldamıştı Rachel, "daha kötü olucaksın lütfen" dedi üzüntüsü yüzünden belli annesini durdurmaya çalışarak

"O-oğlumsun sen! N-nerede görsem tanırım seni!" dedi Irene hıçkırarak çekiştiriyordu t-shirtü ki en sonunda kumaş yırtılma sesiyle t-shirt yırtılmıştı , yırtıldığında ise Irene'nin yaşlı gözlerine parıltılar gelmişti "B-bak biliyordum! Jamie döndün!" dedi doğum izine dokunarak.

Rachel şaşkınlığını gizleyememişti, bir adama bir de annesine bakıyordu. "B-bu gerçek mi?" diye sordu. Aynı doğum izi Rachel'ın karnında da mevcuttu. Abisi hayatta mıydı yani? Peki nasıl? öldüğünü sanıyorlardı? Eğer hayattaysa bunca sene neden dönmemişti evine?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Was hoping you'd come home OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptyPtsi Mayıs 25, 2020 11:15 pm

Rachel'ın "Anne lütfen yalvarırım sakin ol" diye fısıldadığını duymuştu James. Yaşlı kadının tisörtünü çekiştirmesine engel olmuyordu. Neden olmuyordu? "Daha kötü olacaksın lütfen" diye fısıldamıştı Rachel. James görebiliyordu uykusuz kadının gözlerindeki üzüntüyü.

    Ama nereden biliyordu bu kadın doğum izini? Daha önce hiç tanışmamış, karşılaşmamıştı bu kadınla. Hiçbir iletişimi yoktu, bugüne kadar olmamıştı. Peki ama nereden ve nasıl biliyordu doğum izini bu kadın?

    James düşüncelerinden CAAAART diye bir ses duyunca yerinden sıçrayarak sıyrılmıştı. Tişörtü çekiştirmekten yırtılmıştı. Karnı gözler önündeydi. Karın kaslarındaki doğum izine gitmişti yaşlı kadının elleri.

    "B-bak biliyordum!" diye sanki kızına haklı olduğunu kanıtlamış gördün mü dercesine, mutlulukla dolu gözleri gülümsüyordu. "Jamie, döndün!"

    James kadının doğum izindeki elini tutmuş yutkundu, oturdu koltuğa kadının yanına Rachel "B-bu gerçek mi?" diye sorarken şaşkınlıkla.

    "Evet kızım, gerçek" diye gülümsedi Irene. Kadın annesini belki de ilk defa bu kadar mutlu görmüştü.

    "H-hanımefendi" diye yutkundu James. En az Rachel kadar kafası karışmış gözüküyordu. Belki de daha bile fazla. "B-ben anlamıyorum" diye yutkundu.

    Kadın ama anlayışlı bir gülümseme ile sarıldı james'e, gözleri dolu doluydu mutluluktan, oğlunu geri almanın mutluluğundan. "Seni bizden alıp götürdüler canım evladım, daha bebektin o zamanlar" diye fısıldadı yaşlı kadın James'in yanağını severek. "Ama... Ah Belenus'a şükür, seni bana geri verdi!"

    James yutkundu. Bebek miydi? "B-ben miydim kaçırılan?" diye sordu yutkunup. Annesi kaçırılmamış mıydı? Ya da babası ile onu terk etmemiş miydi? "B-babam hiç b-bahset-"

    "B-baban mı?" diye sordu kadın sözünü keserek, endişelenmiş gözüküyordu.

    "Evet peder-"

    "Bitanem, baban ressamdi, kızkardeşin gibi" diye gülümsedi, Rachel'a gelmesi için heyecanlı eliyle çağırırken. "S-sen kaçırılınca canım, ben hami-"

    Bu sefer laf kesme sırası Jamesteydi. "B-babam bir ressam mıydı?" diye sordu, idrak etmeye çalışıyormuş gibiydi. Peder Brown babası değil miydi yani?

    Yaşlı kadın evet anlamında başını sallamıştı.

    Beyni patlayacak gibi olmuştu James. Kadının annesi olduğuna ikna olmuştu. Ama Brown'un babası olmadığını öğrenmek... "B-benim temiz hava almam lazım" diyip bıraktı kadının, annesinin elini, kalktı ayağa. Kadın konuşuyordu, ama duymuyordu James.

    Bu kadarını beklemiyordu. Hafif sendeleyerek geri çıktı ön kapıdan verandaya. Titreyen elleri ile cebinden sigara paketini çıkardı. Boştu. Pes etmiş iç geçirerek oturdu bahçeye inen merdivenlere. Viski şişesini kampta bırakmıştı. Muhteşem! Kafasını dağıtabilmesi için hiçbir şey kalmamıştı yanında.

    "Al" diye uzatmıştı Rachel demir kabındaki küçük, aromalı purolarından yanına otururken.

    "T-teşekkür ederim" diye yutkundu James, bir tane alıp yakarken.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Rachel Bell

Was hoping you'd come home OTboxS
Rachel Bell

Rp Yaşı : 32
Lakap : Reçel
Mesaj Sayısı : 9

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptySalı Mayıs 26, 2020 8:01 pm

Rachel "B-bu gerçek mi?" diye şaşkınlıkla sormuştu , abisi hayattaydı yani? Aklına binlerce soru anında doluşmuştu , cevaplarını bilmediği ama cevaplanmasını istediği, hangisinden başlıcaktı? ne sorucaktı? nasıl sorucaktı? bilemiyorudu...

Irene'nin "Evet kızım, gerçek" demesiyle annesine bakmıştı. Yüzünde oluşan bu mutluluk.. Annesini senelerdir böyle mutlu , gözleri parlarken görmemişti hiç.

"H-hanımefendi" demişti Jamie . Rachel kadar şaşırmıştı yüzünden tepkilerinden belliydi. "B-ben anlamıyorum" diye yutkunmuştu. Rachel'da hiçbir şey anlamıyordu , beyni yanmış izliyordu olanları.

Annesi gözleri dolu dolu sarılmıştı Jamie'ye , mutluydu her halinden belliydi  "Seni bizden alıp götürdüler canım evladım, daha bebektin o zamanlar" diye fısıldadı yaşlı kadın "Ama... Ah Belenus'a şükür, seni bana geri verdi!" .

Rachel izliyordu ikisini "Bende burdayım anne! Bende senin evladınım!" diye haykırmak istemişti ama yapamamıştı.

"B-ben miydim kaçırılan?" diye sormuştu Jamie. "B-babam hiç b-bahset-" diyecekti ama araya Irene girmişti

"B-baban mı?" diye sorumuştu annesi , iyi de babaları ölmüştü 7 sene önce , gerçekten neler oluyordu?

"Evet peder-" demişti adam . Peder mi? Bu adamı bir peder mi büyütmüştü? Babası olduğunu mu söylemişti bir de? Yalancılıkta sınır tanımamış diye geçirdi içinden. Sözde peder olucak!

"Bitanem, baban ressamdi, kızkardeşin gibi" diye gülümsemişti annesi kendisini eliyle çağırırken . Rachel annesinin çağırması üzerine yanına gitmişti . "S-sen kaçırılınca canım, ben hami-" erkek kardeşine hamile olduğunu söylicekken Jamie araya girmişti

"B-babam bir ressam mıydı?" diye sormuştu . Kafasında bir şeyleri oturtmaya çalıştığı yüzündeki hatlardan , tepkilerinden belliydi. Öğrendikleri ağır gelmiş olacaktı sanırım.

. "B-benim temiz hava almam lazım" demişti Jamie , evet kesinlikle ağır gelmişti . Rachelda aynı durumdaydı çünkü. Annesini bırakıp verandaya doğru yürümüştü.

"Ben yanına gidiyim annecim , sen burda kal dinlen" diye gülümsemişti Rachel , annesinin başını öperek dış kapıya doğru yürümüştü. Montunun cebinden demir puroluğunu alıp çıkmıştı yanına

"Al" diye açıp uzatmıştı yanına oturup . kendisinin purosu dudaklarının arasında yanıktı, çıkarken yakmıştı dışarı . Aroma kokusu yayılmıştı verandaya

"T-teşekkür ederim" demişti Jamie bir tane alıp yakarken purosunu

"Seni anlayabiliyorum, birden bunları öğrenmek... gerçekleri" diyip içine çektiği dumanı doğan güneşin ışığında dışarı bırakıp dağılmasını izledi. "Doğum izi bizim ailemizin logosu gibidir. Başka kimsede olmayan bir izdir, genetiktir" dedi Jamie'ye bakıp. "D-demek abimsin" diye buruk gülümsedi Rachel adamı süzüp inceleyerek
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Was hoping you'd come home OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptySalı Mayıs 26, 2020 8:52 pm

     "Seni anlayabiliyorum, birden bunları öğrenmek... gerçekleri" dediğini duymuştu James Rachel'in. Bilekliğinin altından avcı sembolü kaşınıyordu. Acaba ortaya çıkan abisinin bir avcı olduğunu öğrendiğinde Rachel'da böyle mi olacaktı? Yoksa saldıracak mıydı? Purolarının dumanı havada kıvrıla kıvrıla dağılıyordu. James'e öldürdüğü, babasının... Hayır, Peder Brown'ın deyişi ile Tanrı'nın tek hatalarının kanlarını hatırlatmıştı. Kilisedeki kutsal suda ellerini yıkarken aynı böyle kıvrılıyor, dağılıyordu kanlar.

     "Doğum izi bizim ailemizin logosu gibidir. Başka kimsede olmayan bir izdir, genetiktir" Rachel'ın bu sözleri James'i düşüncelerinden koparmıştı. Meryem ana ve İsa heykelleri izlerken ellerini yıkadığı anılardan. Başka kimsede yok demek. İç geçirdi. Bu ailenin bir mensubu oldugunun kesin kanıtıydı bu yani. "D-demek abimsin" diye ekledi kadın James'e gülümseyerek.

    James iç geçirdi, "Öyle gözüküyor" diye mırıldandı purosundan derin bir nefes çekerek. Rachel'ı inceledi ciğerlerindeki dumanı yavaş yavaş bırakırken. Bu kadın... Saçı başı dağınıktı, üstündeki bol tişört ve şort boya lekeleri içindeydi. Gözlerinden uykusuzluk akıyordu. Üstü başı kurumuş boyaydı. James hafif gülümsedi, yanağındakı boyayı silmeye çalıştı. "Ressamsın demek" diye gülümsedi.

    Bir kardeşi olması... Kilisenin yetimhanesindeki çocuklara zorla "kardeşim" demek gibi değildi bu. Bu kadın kendi kanından, canındandı. İçerideki kadın annesiydi yani. Gerçekten annesi. Rachel'la Peder Brown'ın ilgisi için yarışmak zorunda değildi. Rachel'a nasıl kutsal suda soğutulmuş gümüş kurşun yapması gerektiğini, ya da feya avlamak için pederin yaptığı gibi incili kurşun yapmayı, inci elde etmek için aquarina'lara nasıl işkence etmesi gerektiğini öğretmek zorunda değildi. Kuruyan bir Aquarina gördüğünde, ya da peder bir Feya'nın kanatlarını, bir vampirin kafasını söktüğünde gözlerini kapamasını engellemek zorunda değildi. Aksine, tüm bunlardan koruması gerekiyordu Rachel'ı. Bunları öğrenmesini, bunlara şahit olmasını engellemesi lazımdı. Onu koruması lazımdı.

    "Burası çok huzurlu" diye mırıldandı gülümseyerek, etrafı, komşuları, çiçekleri izliyordu mırıldanırken. Huzur, Jameson'ın Cornwall'da, pederle yaşarken asla hissetmediği bir histi. Farkında değildi istemsiz gözlerinin dolduğunun. "Ne üstünde çalışıyordun?" diye sordu Rachel'a gülümseyip.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Rachel Bell

Was hoping you'd come home OTboxS
Rachel Bell

Rp Yaşı : 32
Lakap : Reçel
Mesaj Sayısı : 9

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptySalı Mayıs 26, 2020 9:58 pm

"Öyle gözüküyor" diye mırıldanmıştı Jamie purosundan içip. Rachel izliyordu adamı. Abisiydi demek, kabullenmek zordu, daha doğrusu kabullenmekten ziyade varlığına alışmak zor olacaktı ama alışabilirdi. Bunca sene annesi ve kendisi bir başına yaşıyordu. "Ressamsın demek" demesiyle düşüncelerinden sıyrılmıştı

"Evet ressamım" diye gülümsemişti purosundan içip izledi Jamie'yi . Dar kesim kot pantolonu vardı, üzerinde artık yırtık bir t-shirt ve deri ceket giymişti. Karanlık bir aura yayıyordu etrada. "Ben tehlikeyim , bana bulaşmayın" dercesine bir tavrı vardı. Mavi gözleri ama bu auraya ters düşüyordu. Bir umut vardı sanki o gözlerinde, bir hüzün sezmişti Rachel.

"Ben küçükken babamla resim yapardım hep, Evin dış cephesini birlikte boyadık. Her zaman atolyesinde olurdum onunla" dedi dumanı içine çekerek.

"Boyaları karıştırmasında yardım ederdim, bazende birlikte resimler yapardık babamla" dedi hüzünlü bir gülümseme yayılmıştı yüzüne  , doğan güneşin turuncumsu ışıklarını izledi havayı aydınlatmaya başlayan. Babasıyla geçirdiği günler gözünün önüne geliyordu, birlikte resimler yaptıkları anılar , gülerek birbirlerini boyadıkları zamanlar , Rachel'in ilk resmini bitirdiğindeki babasının yüzünde oluşan mutluluk , geceleri babasıyla veranda da battaniyeye sarınıp oturup resim kitaplarını , ressamların tablolarını inceleyişleri ve onlar hakkında konuştukları zamanlar geliyordu

"Sonra babam vefat edince resme yöneldim, onun boşluğunu resimle doldurmaya çalıştım hep" dedi iç geçirdi. Özlüyordu babasını, birlikte geçirdikleri eğlenceli vakitleri..Bir süre sessiz kalmıştı ortalık ama Jamie'nin yanağındaki boyayı silme çalışmasıyla bakmıştı James'e

"Burası çok huzurlu" demişti James , etrafı izliyordu gözleriyle Rachel farketmişti , gözlerinde huzurlu bakışlar oluşmuştu adamın ve gözleri dolmuştu . "Ne üstünde çalışıyordun?" diye soru yöneltmişti James.

Rachel hafif gülerek iç geçirdi "Komisyon teklifi aldım geçen hafta, baş balet ve balerinin portrelerini yapıp gösteri için posteri dizayn edeceğim" dedi purosunu içip gülümsedi. "Baş balerinin portresi bitti, ufak dokunuşları kaldı sadece" dedi bacak bacak üstüne atıp açılan saçlarını topladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Was hoping you'd come home OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Was hoping you'd come home Empty
MesajKonu: Geri: Was hoping you'd come home   Was hoping you'd come home EmptySalı Mayıs 26, 2020 10:40 pm

     "Komisyon teklifi aldım geçen hafta, baş balet ve balerinin portrelerini yapıp gösteri için posteri dizayn edeceğim" diye cevap vermişti Rachel. Hoşuna gitmişti bu nedense. Kardeşinin işi hakkında konuşmasını dinlemek. Hiç yaşamamıştı bunu, böyle birşeyi. Aslında yaşamıştı, ama sözde kardeşlerinin bir vampiri ya da kurtadamı kovalayışlarini dinlemekten çok daha farklıydi bu. Daha güzeldi. "Baş balerinin portresi bitti, ufak dokunuşları kaldı sadece" diye eklemişti Rachel saçını toplayarak.

    James gülümsedi kızkardeşini inceleyerek. "Görebilir miyim?"

    Ama Rachel cevap veremeden kapı hafif tıklatılmıştı. Irene kapıdaydı. Gülümseyerek bakıyordu evlatlarına. Yılların hüzünü gitmişti gözlerinden. Rachel'da, James'te görebiliyordu. Mutluydu kadın. Hemde çok mutlu. "J-Jamie?" diye ümitle sormuştu. "K-kahvaltıya kalacaksın, d-değil mi?"

    James bir annesine, bir Rachel'a baktı. Zavallı kadını böyle mutlu görmek... Kıramamıştı James annesini, "olur" diyip kalktı merdivenlerden, Rachel'a yardım etti kalkması için. "Kahvaltıdan sonra göreceğim ama tabloyu" diye gülümsedi Rachel'a ve annesi ile ailecek eve girerlerken.

    Kendini unutturamazdı onlara. Bunu annesine yapamazdı.

~THE END~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
 
Was hoping you'd come home
Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Merlinsville :: kasaba :: yerleşim bölgeleri-