AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 Can I go where you go?

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jameson Bell

Can I go where you go? OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyÇarş. Haz. 24, 2020 8:07 pm

Jameson Bell               &           Daniel Majevski


Can I go where you go? 41-80    ~    Can I go where you go? RAtxSt
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Jameson Bell

Can I go where you go? OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyÇarş. Haz. 24, 2020 8:08 pm

     James yanağını ovarak yürüyordu. Canı yanmıştı kız kardeşi kapıyı kırıp müşterisini kaçırdı diye dövünce. Aslında direkt dövmemişti kapı için. Önce sakinleşmek için atölyesine gitmişti resim yapmaya. Ama onun yerine boya fırçasını James'in yanağına indirmişti. Tokat gibi bir ŞAP sesi çıkmıştı. Dövseydi daha iyiydi, daha az canı yanardı. Üstü başı boya olmuştu. Üstüne bir de bu boyalı hali ile yollamıştı adamı Daniel'in çantasını geri verip özür dilemeye.

       James derin bir nefes alıp baktı karşısındaki binaya. İşte burasıydı. Merlinsville Sanat Merkezi. İçeriye girip çıkan insanları izledi omzundaki çantayı düzeltip. Müzik enstrümanları, dans eşyaları ile girip çıkanları izledi. Merkezin etrafında oturup etrafın resmini çizen üç beş kişi vardı. Hoşuna gitmişti burası. Gülümseyerek yaklaştı kapıya. Kapıda kız kardeşinin yaptığı poster vardı. Bale gösterisi, akşam 8'deymiş. Minimal ve hoş bir dizayndı. Rachel'la gurur duydu o an. Her ne kadar ağzına s*çmış olsa da kız kardeşi, gurur duymuştu.

        O an yanından iki kişi geçti, iki kız. Çantalarından sarkıyordu bale ayakkabılarının kurdelesi. Bitmiş miydi bale antrenmanı? Acaba Daniel hala içeride miydi? Öğrenmenin tek yolu vardı. Girdi içeriye.

        İçerisi geniş ve ferahtı. İçeriye sinen patlamış mısır kokusu ciğerlerini dolduruyordu adamın. Her sanatçı için saf mutluluktu burası resmen. Kapının yanındaki panoda ilanlar vardı. Film gösterimlerinin, sanat çalışmalarının, gerçekleşecek gösterilerin posterleri, ilanları vardı. Aralarda özel ders veren insanların ilanları da vardı. Etraf tablolar ve resimlerle doluydu.

         James panoya yaklaştı. Gitarist arayan bir müzik grubu var mıydı acaba? Buraya daha çok gelmeye bahane arıyordu. Aslında Daniel ile yüzleşmekten kaçmayaydı ama neyse. Bulamamıştı katılmaya grup. İç geçirip ilerledi merkezde. ileride kapısı açık bir salon vardı. Yaklaşıp girdi içeri sessizce. 

        Kocaman salon bomboş ve loştu. Sahnede tek başına birisi dans ediyordu. Aradığı kişi, Daniel. Sahnede, telefonun bağlı olduğu hoparlörlerden piyano müziği salonda yankılanıyordu.

        James sessizce yaklaştı sahneye. Daniel gibi şımarık ve küstah bir çocuğun bu kadar zarif ve narin olabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Ama şu an gözlerinin önünde öyle bir süzülüyordu ki, sanki nefes alsa bozulacaktı gözlerinin önündeki bu büyüleyici görüntü.

        James fark etmemişti nefesini tuttuğunu, ya da yanaklarının kızardığını. Gerçi Rachel'ın dayağından suratına bulaşan kırmızı boyadan belli olmuyordu. Ya da önündeki basamağı görmemişti. Sahnenin önünde ayağı boşluğa gelince cumburlop düşmüştü, hemde büyük bir gürültü ile. Düşmüştü. Başını kaldırıp bakınca Daniel nefes nefese, kan ter içinde durmuş, bakıyordu kendisine. Tüh!

        "Şey selam" diye gülümsedi James ayağa kalkarken. "Ç-çantanı unutmuşsun da" deyip gösterdi çantayı.



#CD5C5C
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

Can I go where you go? OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyÇarş. Haz. 24, 2020 8:46 pm

  • Daniel için dans etmek nefes almak gibiydi. Hayatının her gününü her saatini bunun için harcayabilir ve asla pişmanlık duymazdı. Şimdi de koreografları Oadhán provanın bittiğini söylemesine rağmen sahneden inmemiş ve herkesin gitmesini beklemişti. Aslında böyle zamanlar da Oadhán da ona eşlik edebiliyordu fakat şuan yalnızdı. Özellikle de sanat merkezine gelmeden önce yaşadıklarını düşününce yalnız olduğu için memnundu. Telefonundan müziği ayarladı ve sahnenin ortasına geçip yerini aldı. Normalde partneri Mylene yanındaymış gibi de yapabilirdi fakat onun yerine içinden nasıl geliyorsa öyle dans edecekti. Duruşunu aldı ve gözlerini kapadı. Öncelikle seyircilerin onu izlediğini hayal etti melodi kulağına gelince. Sonrasında onlar da silindi zihninden. Sadece notalar ve Daniel kaldı. Saatlerdir provada olmasına rağmen yorgunluk göstermeden dans ediyordu. Bir çok insan yıllardır aldığı eğitim sayesinde böylesine güzel hareketler yapabildiğini söylese de herhangi bir gösterisine gelen ya da yanında onunla beraber dans edenler bunun saf yetenek olduğunu görüyordu. Daniel bir aquarina olmasına rağmen dans etmek için yaratılmıştı.
    Kimliğinden sıyrılmış bir şekilde hareket ederken bir gürültü onu içinde bulunduğu andan zorla kopardı. Gözlerini aralarken midesi bulandı. Sarsılmış hissetmişti birden. Sonrasında sahnenin ucuna gelip yere yapışmış olan James'e baktı. Onu görmeyi beklemediği için şaşkınlıkla kaldı. Hala resim için diretmeye mi çalışacaktı? "Şey selam. Ç-çantanı unutmuşsun da!" Karşısındaki adamın yüzüne ağzı açık bakakaldığını farkedince toparlandı. Onun gülümsemesi sinirini bozmuştu. Belki de dansını bozduğu için. Emin değildi. Nefesini düzeltmeyi başarınca kaşları çatıldı. "İçeri nasıl girdin bilmiyorum ama burada olmaman gerekiyor. Çantamı getirdiysen de kapıdaki görevliye bırakabilirsin. Şimdi git." Keyifsiz bir şekilde doğruldu ve ona arkasını döndü. Telefonunu ve yanına koyduğu havluyu alıp, yüzünü kuruladı ve odasına yürümeye başladı. Aslında prova odalarında özel bir yere sahip değildi ama gösterinin yapılacağı bu yerde baş balet olmanın avantajıyla kişisel odasına sahipti. Tek bir lambanın güçsüzce aydınlattığı koridordan geçip kulise yöneldi ve beyaz kapılı üzerinde büyük bir yıldız olan odasına girdi. Herkes gittiği için etraf karanlıktı. Acele etmeliydi. Burada kilitli kalmak istemiyordu. Hemen çantasına yöneldi ve içinden minik bir şişe çıkardı. İçinde pembe bir sıvı olan sevimli bir şişeydi. İçindeki tek yudumda yuttu. Aquarinaların geçici süreyle dönüşmelerini engelliyordu. Böylece rahatlıkla duş alabilirdi. Siyah şortunu çıkartıp atarken acele ediyordu. Kendisini hemen suyun altına attı.


    528b8b]

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Can I go where you go? OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyPtsi Haz. 29, 2020 7:44 pm

James'i gördüğünde suratı düşmüştü Daniel'ın. Muhtemelen istemiyordu James'i. Haksız da sayılmazdı gerçi. Ne de olsa onu tehdit etmiş, canını yakmıştı James.

     "İçeri nasıl girdin bilmiyorum ama burada olmaman gerekiyor." demişti terslercesine. İyi de kapı açıktı, girilmeyeceğine dair bir uyarı ya da engelleyecek birisi de yoktu şu an, dileyen girip çıkabiliyordu. "Hem Çantamı getirdiysen de kapıdaki görevliye bırakabilirsin." Ne görevlisi? Görevli falan yoktu ki etrafta? Acaba bilet gişesinde horlayan adamı mı kast etmişti?

    "Şimdi git." demişti James'in itiraz etmesini beklemeden, ve havlusu ile telefonunu kapıp gitmişti. James arkasından "Hey bekle!" diye seslenmişse de çok geçti.

    "Kapıda görevli falan yok ki" diye iç geçirdi, bakındı etrafa. Koca salonda tek kalmıştı. İç geçirip çantayı koydu koltuklardan birine, sonra salonun kapısına doğru ilerledi. Daniel'ın dansı gitmiyordu gözünün önünden.

    O güzel, zarif vücudu, müzikle bir olmuş, notalarla ahenk içinde dans eden o hareketleri... İnsanı alıp götüren, büyüleyici bir yetenekti Daniel'ınki. İzleyeni kendine çekiyor, alıp götürüyordu. Dünyayı, dertlerini unutturuyordu izleyene. James takılıp tekrar düştüğünde düşüncelerinden sıyrılmış, gelmişti kendine.

    Dışarı çıkacaktı, kapıya ilerliyordu. Niye sahneye çıkan merdivenlere takılıp düşmüştü ki? Hem niye böyle sıcak geliyordu salon ona? Üstelik klimalar deli gibi soğuturken salonu. Yutkunup baktı perdelerin arasından gözüken koridora. "Bir gün bu çocuktan dayak yiyeceksin Jamie" diye homurdandı kendi kendine, sonra Daniel'ın çantasını aldı. Ve salondan çıkıp gişe görevlisine vermek yerine, sahne merdivenlerinden geri çıktı, ve kulise girip yavaş yavaş ilerledi koridorda.

    Karanlıktı. İnsanın içini ürpertiyordu. Neden heyecanlanmıştı böyle? Kalp atışları duyuluyordu, çok gürültülü nefes alıyordu. James nefes alıp verişini düzenledi, daha sessiz nefes alıp vermeye başlamıştı. Kalp atışlarını sakinleştirdi bir yandan da. Sessizliğin içinde, yürüdükçe yakınlaşan bir ses vardı. İncemsi bir ses, şırıltılı. Su sesiydi sanki. Beyaz, üstünde yıldız asılı, aralık kalmış kapının önünde en yüksekti. Sessizce açtı kapıyı, girdi içeri.

    İçeride askılara asılmış sahne kostümleri, ışıklı, aynalı bir makyaj masası ve eski bir koltuk vardı. Ve bir kapı daha. Onun arkasından daha net geliyordu ses. Su sesiydi. James istemsiz hayal etmişti, suyun aktığını, Daniel'ın saçlarından akıp vücudundan aşağı süzüldüğünü. Tanrım çok sıcaktı!

    Kendini güçlükle engellemişti, üstelik eli tamda banyonun kapı kolundaydı, indirip içeri dalmaya hazırdı. Elini çekti kapı kolundan, hayvan gibi kızarmış kaçırdı gözlerini, baktı etrafa. Yere atılı siyah şeyi aldı kendini toparlamak için, ne olduğuna baktı yüzü kıpkırmızı. Şorttu bu, ve kısaydı bayağı, James dikkat etmemişti ne kadar kısa olduğuna. Yüzü kıpkırmızı katlayıp koydu koltuğun üstüne şortu, sonra aynaya yöneldi. Üstü başı fena boyaydı. Etrafı karıştırmaya başladı ıslak mendil bulabilmek için. Duymamıştı su sesinin kesildiğini.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

Can I go where you go? OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyPtsi Haz. 29, 2020 8:31 pm

  • Akan suyun her şeyi silmesi beklenirdi ama Daniel böyle düşünmüyordu. Duşun altından çıkıp havlusunu ararken küçük banyoda partneri Mylene'den geriye kalan etkileri hissedebiliyordu. Bir peri olduğu için hatta daha kötüsü bir arzu perisi olduğu için karşısındaki kişileri zor durumda bırakabiliyordu. Daniel'ın tek isteği dans etmek olduğu için şimdiye kadar sadece onu daha fazla dans etmeye kamçılamıştı bu perinin yeteneği fakat bugün yarıda kesildiği için hala biraz sıcak hissediyordu. Islak saçlarını geriye atarken büyük havluyu yanına almadığını gördü. Bunun yerine daha ufak olanıyla idare etmek zorundaydı. Neyse ki beli inceydi bu yüzden havluyu rahatça doladı banyodan çıkarken. Aynı anda masanın oradaki bir hareketlilik ilişti gözüne. Korkuyla bir an sıçradı yerinden. James makyaj masasının çekmecelerini karıştırıyordu. Bir an durup ona baktı. Üstü başı boya ve pislik içerisindeydi. Yeni mi olmuştu emin değildi.  "Senin duşa benden daha fazla ihtiyacın varmış gibi görünüyor." Sonrasında odada gözlerini gezdirdi ve sabah ressamın evinde unuttuğu çantaya yöneldi. İçini karıştırırken siyah bir boxer çıkardı. Tekrar arkasındaki adama yan dönüp imalı bir tavırla konuştu. "Umarım bunun için özür de dilersin." Havlusunun hafifçe kaldırıp kalçasındaki rengi koyulaşmaya başlamış yeri gösterdi. İşaret parmağını moraran deride gezdirdi. Kumaşı indirip güldükten sonra paravanın arkasına geçip iç çamaşırını giyip geri çıktı. Oda giderek ısınıyor muydu? Elini saçlarında gezdirdi kararsız bir tavırla. Daniel arzusunun başka bir hedefe yöneldiğini hissediyordu ve bu hoşuna gitmiyordu. Düşüncelerini dağıtmak için kafasını salladı ve telefonunu almak için masaya ilerledi. Yüzünde keyifli bir gülümsemeyle Oadhán'a mesaj attıktan sonra tekrar yanındaki adama döndü. "Seninle ne yapacağız?" İç geçirdi ve odanın başka bir köşesinde duran beyz tişörtünü alıp kafasından geçirdi. Üzerine neredeyse üç beden büyük duruyor olsa da Daniel salaş giyinmeyi seviyordu. Diğer kıyafetlerini çantasına tıkmaya başladı. Geriye sadece pantolonu ve ayakkabısı kalmıştı. Bir şey unutmadığından emin olmak için bakınırken az önceki cümlesine hiç ara vermemiş gibi devam etti. "Beni itip kakmasaydın konu buralara gelmeyece..." James'in yüzüne bakınca sesi kesildi. "Sanırım gitmeliyim." Perinin etkilerini daha yoğun hissetmeye başlamıştı. Onunla sürekli temas halinde olarak dans eden tek kendisi olduğu için haliyle atlatması da uzun sürüyordu. Nefesi kesilmeye başlamıştı ve büyük ihtimalle kızarmıştı da. "Yanlış bir şey yapmadan gitmeliyiz." Karşısındaki adama yaklaştı ve dikkatlice yüzüne baktı. "Benim dans partnerim bir arzu perisi ve sen onun etkilerinden kurtulmamdan önce beni durdurdun. Bu yüzden yanlış bir şey yapmadan önce gitmelisin. Çünkü şuan çok..." Mantığının kaybolmaya başladığını hissetti. Sesi fısıltı gibi çıktı. "Arzu doluyum." Yüzünde kaybolmuş bir ifade belirdi. Daniel durduğu yerde hafifçe sallandı.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Can I go where you go? OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyPtsi Haz. 29, 2020 10:21 pm

James, Daniel'ın sesini duyunca yerinden sıçramıştı. "Senin duşa benden daha fazla ihtiyacın varmış gibi görünüyor." demişti Daniel. Rachel'ın dayağından kalma boyalardan bahsediyordu değil mi? Aslında evet, güzel bir duş fena olmazdı, ama vakti olmamıştı işte. Daniel koltuğa atılı olan çantaya yürürken James izledi çocuğu. Teni istemsiz hayal ettiği gibiydi. Soluk, pürüzsüz, güzel. O incecik beline sarılma, vücudunu okşayarak boynunu öpme isteği ile dolmuştu James. Ama sessizce çekmeceyi kapatırken yutkundu, izledi Daniel'ı sadece. Ağzını açsa uygunsuz bir şey kaçabilirdi. Niye böyle olmuştu James?

      "Umarım bunun için özür de dilersin." demişti imalı imalı, sonra beline sarılı olan minicik havluyu kaldırdı. Daniel oluşan morluğa dokunana kadar fark etmemişti neyi kast ettiğini. Kalçasının o güzel şekline kaymıştı odağı. Gerçi odağının morluğa geri dönüşü de pek yardımcı olmamıştı. Daniel'ın rengi değişen deriye dokunup hafifçe okşaması, sonra gülerek havluyu geri indirişi, o tatlı, sevimli gülüşü ve sanki oynaşmaya davet eden bir şehvet feyası gibi paravanın arkasına kaçışı... İşte şimdi James'in bir duşa ihtiyacı vardı. Hemde soğuk bir duşa. 

     Daniel'ın kızaran yanakları, ve ellerini saçlarından geçirişi James'in nefesini tutmasına sebep olmuştu. Hele hele yanına gelişi... Çok hoş kokuyordu Daniel. Huzur verici, deniz kokusu. James'e büyüdüğü sahil kasabasını hatırlatmıştı. Deniz kenarındaki o kiliseyi. James dalgınlıkla izledi Daniel'ı. Kalp atışlarını artık kontrol edemiyordu. Telefonunda bir şeyler yapıp, gülümsemesini izledi çocuğun. Daniel'ın "Seninle ne yapacağız?" diye soruşu kulağına bir melodi gibi gelmişti. Sarhoş gibiydi James. Niye böyle olduğunu düşünmeye çalıştı, ama Daniel'ın odanın öbür tarafına gidip eşyalarını toplayışını izlerken buna odaklanması çok zordu. Derin nefesler alıp toparlanmaya çalıştı. "Beni itip kakmasaydın konu buralara gelmeyece..." diye başlamıştı, ama devamı gelmemişti. Gözleri buluşmuştu James'in Daniel ile. Odanın öbür ucunda olmasına rağmen o yeşil mavi karışımı gözlerle buluşmuştu James'in gözleri. Ve nefesini kesmişti. O kadar güzeldi ki o gözler.

     "Sanırım gitmeliyim."

    Ne? Gitmek mi? Ama neden? James bu düşüncelerini dile getiremeden devam etmişti Daniel.

     "Yanlış bir şey yapmadan gitmeliyiz."

    Niye? Ne oluyordu? James gitmek istemiyordu. Ne olduğunu anlamadan, ya da Daniel'la konuşmadan gitmek istemiyordu. Yaklaşıyordu o güzel gözler.

    "Benim dans partnerim bir arzu perisi ve sen onun etkilerinden kurtulmamdan önce beni durdurdun."

    Arzu feyası demek. İşte bu açıklardı durumu. Niye odaklanmakta bu kadar zorlandığını açıklardı. Ama bu güzellik bir feyasın işi olamazdı. "Bu yüzden yanlış bir şey yapmadan önce gitmelisin."

      Gitmek istemiyordu ama James. Feyanın işi olabilirdi, ama etkinin dışı bir istek vardı James'in içinde. "Çünkü şuan çok..."

      Şu an çok ne? James'in kalbi gümbür gümbür atıyordu. Daniel'ın sallanmaya başladığını görebiliyordu. Gözlerini dolduran arzuyu da.

      "Arzu doluyum."

     Ah o fısıltı. O kadar arzu dolu bir fısıltıydı ki, James'in içi titremişti. "Tuttum seni" diye fısıldadı Daniel'ı tutarken. Elini beline sarmış, çocuğu kendine çekmişti düşmesin diye. Bir eli belinde, diğeri ile saçını okşamıştı. Ve dudakları kıpırdamaya başlamıştı. Dudaklarından akıyordu kelimeler, beyin denen filtreden geçmeden hemde.

    "Çok güzelsin Daniel, gördüğüm en güzel varlıksın"

    Çocuğu almıştı kucağına. Koltuğa taşımıştı, ve koltuğa oturup çocuğu yerleştirmişti kucağına.

    "Gözlerin, yüzün, dudakların, hepsi büyüleyici" diye fısıldayıp okşadı yanağını çocuğun. Diğer eli bacağını okşuyordu istemsiz. "A-arkadaşının gücünden olabilir, ama..." diye fısıldadı, ama devamını getiremedi. Gözleri Daniel'ın dudaklarına kaymıştı. Baş parmağı ile okşadı çocuğun dudaklarını, eli yavaş yavaş çocuğun bacağından yukarı kayıyordu. "Seni öpmek istiyorum Daniel" diye fısıldayarak getirebildi devamını lafının sonunda. Kendini tuttuğu o kadar belliydi ki, elleri zangır zangır titriyordu, hem dudaklarını okşayan, hemde kalçasını kavramış olan eli. Bakışlarında sanki zincirleri koptu kopacak vahşi bir hayvan vardı.

    "İzin veriyor musun?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

Can I go where you go? OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptySalı Haz. 30, 2020 10:11 am

  • Neler olduğunun bilincindeydi ama kendisine söz geçiremiyordu. Yapacağı şeylerden pişmanlık duyacağını içinde bir yerde hissediyordu. "Tuttum seni!" Beline dolanan kolla karşısındaki adama yaklaştı tek bir adımda. Saçını okşayan ele doğru eğdi başını bir kedi misali daha fazla okşanmak isteyerek. "Çok güzelsin Daniel, gördüğüm en güzel varlıksın" Kucaklandığını hissedince bacaklarını onun beline doladı ve beraber koltuğa oturduklarında Daniel uyuşturucu kullanmış gibi hissediyordu kendisini. "Gözlerin, yüzün, dudakların, hepsi büyüleyici. A-arkadaşının gücünden olabilir, ama..." Dudaklarında gezinen parmaklarla usulca ağzını araladı. "Seni öpmek istiyorum Daniel" Neden konuşmak yerine yapmıyordu ki? İç geçirdi içindeki son mantık kırıntıları çığlık atarken. Yapmaması gerektiğini bilerek gülümsedi adama. "İzin veriyor musun?" İki elini tişörtünün ucuna götürdü ve  yavaşça çıkartıp yan tarafa fırlattı. Az önce söylediği iltifatları duymuştu ve bunun periden kaynaklı bir abartı olup olmadığından emin değildi. Ayrıca kendisine güzel yerine yakışıklı denmesini tercih ederdi ama genel olarak iyi bir şey söyleneceğinde güzel deniyordu. Bunu nasıl aşacağını bilmiyordu. "Sadece dokun bana." James'in, yanağını okşayan elini tutup beline doğru götürdü ve sonrasında parmaklarını onun siyah saçları arasına geçirirken dudaklarını birleştirdi. Çöllerde susuz kalmış birinin suya kavuşması gibi öpmüştü. Daniel'ın arzularına böylesine yenik düşmesinin sebebi uzun zamandır sevgilisi olmaması da olabilirdi. En sonuncusu okuldaki kız arkadaşıydı ve son yıllarda tamamen baleye adadığından kendisini, sevdiği kimse olmamıştı. İyice James'e doğru sokuldu oturduğu yerde. Eğer bir şekilde pişman olacaksa da bu şimdi olmayacaktı.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Can I go where you go? OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptySalı Haz. 30, 2020 7:23 pm

O büyük beden beyaz tişörtün çıktığını görünce nefesi kesilmişti adeta James'in. O tapılası vücut gözler önüne serilmiş ve tam karşısındaydı. Ve onundu. Sadece James'in. Güzel saçlarının telinden, tırnağının ucuna kadar James'in. Tabii eğer Daniel izin verirse. 

      Sonra bir şey olmuştu. Daniel'ın "Sadece dokun bana." diyen sesini duymuştu, eli Daniel'ın beline yönlendirilmişti. Ve James'in dudakları o dolgun, ılık ve tatlı dudaklarla buluşmuştu. Rüya gibiydi. Arzudan çıldırmışcasına bir öpüş, arzu dolu bir rüya. James o dudakların, saçları arasındaki parmakların hissine erimişti adeta. Hele hele o zarif vücudun kendine sokulması... Tutamıyordu kendini artık. Gerçi tutmasına da gerek kalmamıştı.

    İzin gelmişti ne de olsa.

    James o dudaklara karşılık vermişti, kendini tutmadan, arzu ve tutku ile dolup taşarak. Kopmuştu zincirler. Daniel'ı belinden kavrayıp kendine bastırmıştı öperken. Ama yetmiyordu bu. Elleri Daniel'ın kalçasına kaydı, boxer'ından içeri. Direkt tenine dokunuyordu artık. Çocuğu öperken sertçe kavradı o kalçalarını, tırnakları hafif hafif batıyor, elleri kaydıkça hafif hafif çiziyordu. Bir süre sonra Daniel'ın boxer'ını sertçe indirmişti, yırtmaya çalışırcasına.

    "Benim" diye hayvani, derinden gelen bir hırlama ile çocuğun boynuna kaymıştı James'in dudakları, ufak bir şaplak indirmişti k*çına Daniel'ın kavrayıp. Tatlı tatlı yanacak, hafif kızarak bir şaplaktı, ama sahipleniciydi.

    "Benimsin" diye inledi nefes nefese dudaklarını çekerken Daniel'ın boynundan. Emmiş, ısırmıştı. Tatlı tatlı morartmıştı. İzini bırakan, sahiplenen bir hayvan gibi. "Beni duydun mu?"

     Daniel'a sarıldı kolları, ayağa kalkıp hafif yatar pozisyonda yerleştirdi Daniel'ı koltuğa, bacaklarının arasındaydı çocuğun. Doğrulup gömleğini yırtarcasına çıkarmış, fırlatıp atarken çocuğun vücuduna aç bir hayvan gibi saldırmıştı.

    Önce dudaklarına, ısırıp öpüyordu altındaki çocuğun dudaklarını. O dudakların tadı çıldırtıyordu adamı resmen. Dili çocuğun dudaklarında gezmiş, zorla aralamıştı onları. Sonra kaymıştı o dudakların arasından, çocuğun dili ile hafifçe oynaşıp geri çıkmıştı James kendini çekerken. İkisinin dudakları arasında ince, tükürükten bir sicim uzamış, sonra da kopmuştu. Bir kaç saniyelik bir nefeslenmenin ardındansa o dudaklar Daniel'ın boynuna geri saldırmıştı. Bu sırada adamın elleri boş durmuyordu tabii. O dudaklar Daniel'ın boynunu öptükçe, emdikçe ve tatlı tatlı ısırdıkça elleri, parmakları Daniel'ın vücudunda dolaşıyor, okşayıp çiziyordu vücudunu. Belinden yukarı kayan ellerinden biri Daniel'ın boynunu kavramış, başparmağı ile başını zorla diğer tarafa döndürmüş tutuyordu ki Jameson rahat öpsün, izini bıraksın. Diğeri ise çocuğun beline sarınmıştı.

    James neredeyse 15 yıldır tatmin edilmemiş, dizginlenip bastırılmış bir arzu ve şehvetle saldırmıştı çocuğa adeta. Yavaş yavaş, boynundan köprücük kemiğine kaymıştı James, oraya da izini bırakmıştı. Daniel'ın göğsüne kaymıştı sonra da dudakları, boynundaki eli çekip çocuğun belini sertçe kavramış, okşamaya başlamıştı. Oradan da karnına inmişti dudakları, belindeki eller Daniel'ın bacaklarını sertçe kavrayıp omzuna atarken.

    Sonra adam gülümsedi Daniel'a, ve çocuğun boxerını çıkardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

Can I go where you go? OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyÇarş. Tem. 01, 2020 11:45 am

  • Nefesini düzenlemeye çalışırken bedenlerini ayırdığında Daniel ürpermişti. Yavaşça doğruldu ve ayağa kalktı. Bunu nasıl yapabildiğini bilmiyordu çünkü üzerinden kamyon geçmiş gibiydi. Sendeleyerek yerdeki iç çamaşırına uzandı ve yavaşça giydi. Dağılmış saçlarını geriye atarken banyoya kaçamak bir bakış attı. Duş alamazdı çünkü yanında yedek iksiri yoktu. Bu yüzden fırlatıp atmış olduğu tişörtüne bakınırken makyaj masasının aynasında yansımasını gördü. Şok olmuş bir şekilde vücuduna bakakaldı. Her yanı kızarıklıklarla kaplıydı ve bir çoğunun iz bırakacağı belliydi. Yaklaştı kendi aksine. Boynundaki diş izlerini görünce kızgınlıkla arkasındaki adama döndü. "Beni ısırıp iz mi bıraktın?" Diğer dansçılar kesinlikle farkedecekti. "Yakında gösterim var. Bunları nasıl saklayacağım ben?" Endişelenmişti çünkü soru soracaklardı ve baletlerden biri de ağabeyiydi. Panik duygusu boğazından yukarı tırmanırken Daniel hazırlanmak için koşuşturmaya başladı. Pencereden herhangi bir ışık gelmediğine göre çoktan gece olmuştu. Beyaz tişörtünün altına koyu gri dar bir pantolon giydi ayağına canlı bir kırmızıya sahip spor ayakkabılarını geçirirken. Siyah bir bere taktı kafasına ve bilekliklerini geçirdi koluna. En son tekrar aynaya baktığında tişörtünün yakasından belli olan izleri gördü. Kesinlikle bitmişti. James'e öfkeyle yaklaştı ve yüzüne baktı. Bir çok şey söyleyebilirdi ama az önce yaptıklarını durdurmaya çalışmadığı için Daniel hatalıydı. Neredeyse kendisiyle birlikte olması için yalvaracaktı ve bu adam ona devam etmeden önce sormuştu. Daniel attığı çığlıkları hatırlayınca utandı. Bu yüzden kızgınlığı geldiği gibi kayboldu. "İz bıraktığın için seni yumruklayacağım ama şu an çok aç ve yorgunum. En son ne zaman yemek yediğimi hatırlamıyorum bile ve bu arada yedi saat dans ettim." Son kelimelere doğru sesi çatladı. Boğazı ağrımaya başlamıştı. Sesi kısılabilirdi ve Daniel sorunlarının üzerine bir tanesinin daha eklendiğini görmekten hiç memnun değildi. Yine de bunlar hiç umurunda değilmiş gibi esnedi. "Gidelim mi artık?"





Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Can I go where you go? OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyÇarş. Tem. 01, 2020 7:39 pm

Nefes nefese tavanı izliyordu James. Hala ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Az önce Daniel ile... Düşüncesi bile kızarmasına yetiyordu. Üstüne bir de gülümsemesine engel olamıyordu. Tamam güzeldi yaşadıkları, hatta çok güzeldi. Daniel'ı izledi ayağa kalkarken. Yormuştu çocuğu çok değil mi? Vücudundaki izleri görmek hoşuna gitmişti, Daniel'ın inlemeleri ve zevk çığlıkları da tabii. Ama galiba Daniel'ın hoşuna gitmemişti ki aynada kendini görünce "Beni ısırıp iz mi bıraktın?" diye sormuştu, kızgın gelmişti James'e.

     "Yakında gösterim var. Bunları nasıl saklayacağım ben?"

    Tüh! Gerçi biraz fondötenle hallolmayacak şey değildi. Hem James merhem yapabilirdi kızarıklık ve morluklar için, en fazla bir güne geçerlerdi. Ama o izleri görmek adamın hoşuna gitmişti. Hemde fazlasıyla. James kalkıp pantolonunu düzeltti çocuğu izlerken, gömleğini geçirdi üstüne. Bu sırada Daniel'da tamamen giyinmişti. Kızgın gözüküyordu. İzler için mi kızgındı? Gerçi James'e yaklaştıkça kızgınlıktan utanca dönüyordu ifadesi.

     "İz bıraktığın için seni yumruklayacağım ama şu an çok aç ve yorgunum." demişti Daniel James'e. Sesi yorgun çıkıyordu. "En son ne zaman yemek yediğimi hatırlamıyorum bile ve bu arada yedi saat dans ettim." diye ekledi, sesi konuştukça giderek çatlamıştı. James daha da üzülmüştü şimdi. Tüm bunların üstüne daha da yormuştu çocuğu. Ama esnedikten sonra "Gidelim mi artık?" deyişi... Birlikte mi çıkacaklardı? Kalbi gümlemişti. Niye böyle olmuştu?

    "Gidelim" diye fısıldadı gülümseyerek, elini Daniel'ın beline koyup çocuğu çekti kendine, korumacı sarmıştı çocuğu. "Taşırım seni istersen" diye fısıldadı, eli çocuğun beline kaymıştı hafif. Almıştı Daniel'ın çantasını elinden. Çıkmışlardı soyunma odasından. Ama sonra Daniel'ın cevabını bekleyemeyecek kadar sabırsızlanmış, çocuğu direkt almıştı kucağına James. "Dışarıdan yemek için geç oldu" diye mırıldandı, sanki Daniel ile konuşmak yerine sesli düşünüyordu.

    Sonra aklına parlak bir fikir gelmiş gibi, birden "Bize gidelim mi?" diye sordu birden Daniel'a gülümseyip. "Hem kızarıklıklar ve morluklar için merhem süreriz, geçer çabucak" diye eklemişti. Morluk derken çocuğun kalçasına hafif vurup kavramıştı göz kırpıp.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

Can I go where you go? OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyPerş. Tem. 02, 2020 5:37 am

  • Esneyip yüzünü ovuştururken belinden çekildiğini hissetti. Vücuduyla karşısındaki adama yaslanınca bakışlarını ona çevirdi. "Taşırım seni istersen" Elinden çekilen çantasıyla kafası iyice karıştı. Ne olduğunu düşünüyordu James? Ona beraber bir yemek teklif etmemişti sadece az önce yaşananlardan sonra arkasını dönüp gitmenin uygunsuz olacağını düşünmüştü. Ayakları yerden kesilince şaşkınca James'in geniş omuzlarına tutundu. "Dışarıdan yemek için geç oldu" Odadan çıktıklarında Daniel onun gerçekten de kendisini eve kadar taşımaya niyetli olduğunu gördü. Daha az önce izleri biri görürse ne yapacağı konusunda endişeli olduğunu söylemişti ve bu adam şimdi onu herkesin içinde kucağında taşıyabileceğini mi düşünüyordu? Sinirli bir ifade belirdi yüzünde. Tam ağzını açacaktı ki James gülümseyerek konuştu.  "Bize gidelim mi? Hem kızarıklıklar ve morluklar için merhem süreriz, geçer çabucak" Kalçasının avuçlanmasıyla acıyla inledi ve adamı itip yere atladı. Hala bacaklarında güç olmadığı için sendelemişti. Ona yaklaşıp çantasını elinden çekip aldı ve yeşil gözlerini onunkilere çevirdi. "Aramızda olanlar bir daha yaşanmamalı o yüzden beni elleyip durma." Pantolonunun kemerini aşağı çekip kalçasına baktı, az önceki acının sebebini bilmesine rağmen gözüyle de görmek istemişti. Evet, orada neredeyse beş parmak şeklinde çıkmış bir iz vardı. İç geçirdi. "Kremlerin işe yarasa iyi olur çünkü eğer bunu biri görürse başım belaya girecek. Hem de büyük bir belaya." Cep telefonu çalınca James'e arkasını dönüp koridorda yürümeye başladı. Arayan, bela kokusunu almış biriydi. Daniel söylenebilecek yalanları aklından geçirirken adımlarını hızlandırdı.




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

Can I go where you go? OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

Can I go where you go? Empty
MesajKonu: Geri: Can I go where you go?   Can I go where you go? EmptyPerş. Tem. 02, 2020 8:56 pm

Adam garipsemişti acılı inlemesini, o kadar sert vurmamıştı ki! Aynı zamanda şaşırmıştı Daniel kucağından atlayıp indiğinde. Sendelediğini görünce öne atılıp tutmaya çalıştı, ama Daniel'ın dengesini geri sağladığını görünce geri çekilmişti. Daniel ama çantayı elinden kapmıştı, sanki James'in yardımını istemiyordu. İstemese bile ihtiyacı vardı. Hele hele bu morarmış, kızarmış hali ile. 

     James istemsiz nefesi kesilmişti o yeşil, muhteşem gözler kendininki ile buluşunca. Ama dedikleri hoşuna gitmemişti. "Aramızda olanlar bir daha yaşanmamalı o yüzden beni elleyip durma." diye atarlanmıştı Daniel James'e. Sanki aralarında olanlar sırasında durmaması, hiç bırakmaması için yalvarmamış gibi. Ama sesini çıkarmamıştı. Tamam ayar etmişti bu yaptığı, ama James kendisine gereksiz bir sinirle bakan gözlerin içinde bakarken sessizliğini korudu. 

     Daniel'ın gözleri ayırıp pantolonunu hafif indirerek bakınca kalçasına, James'te baktı. İzi mi kalmıştı? Yok be! O kadar sert vurmamıştı. Hem açısı da yanlıştı. Acaba önceden mi kalmıştı?

    "Kremlerin işe yarasa iyi olur çünkü eğer bunu biri görürse başım belaya girecek. Hem de büyük bir belaya." demişti. Ne yani, James'in yeteneğini mi sorguluyordu? Hakaretten sayabilirdi, ama yapmadı. Gerçi istese de yapmaya fırsatı olmamıştı. Çünkü Daniel hiçbir şey demeden uzaklaşmıştı telefonu çalınca.

     Keşke Daniel bu atarlı giderli tavırlarını kesip nazil olmayı deneseydi. Belki, sadece belki, "bir saniye" deyip öyle gitseydi, James belki de konuşmasının ortasında Daniel'ı omzuna atıp tepinmesini umursamadan Rachel'ın evine götürmezdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
 
Can I go where you go?
Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Merlinsville :: kasaba :: Lisburn Bulvarı :: Merlinsville Sanat Merkezi-