AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

Paylaş
 

 It's too romantic

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Daniel Majevski

It's too romantic OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

It's too romantic Empty
MesajKonu: It's too romantic   It's too romantic EmptyCuma Tem. 24, 2020 6:18 pm

It's too romantic Giphy


Jameson Bell & Daniel Majevski
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Daniel Majevski

It's too romantic OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyCuma Tem. 24, 2020 7:00 pm

Daniel yorgun ama mutluydu. Akademidekilerle tanışması çok iyi geçmişti. Bu yüzden eve dönerken neşe saçıyordu. Bir çok arkadaş edinmiş ve eğitmenlerden tonla iltifat almıştı. Çevresinde bu kadar insan olmasına alışkın değildi ama yine de iyi idare ettiğini düşünüyordu. Nicholas ve Brian da yardımcı olmuşlardı gerçi. İlk gün olduğu için kendisini yalnız bırakmamışlar ve değerlendirilmesinde bile onu izlemişlerdi. Peri bir partnerle çalışmayacağı için Daniel hepten rahat hissediyordu. Gerçi insanların perilerden daha ağır olduğunu hesaba katmamıştı. Yine de bunlar aşılmayacak kadar büyük sorunlar değildi.
Sonrasında tabelasında dev bir bıyık olan puba dönüp, Teddy'den evin tarifini istemiş, her ne kadar ilk seferinde kaybolmuş olsa da, sonunda bulmayı başarmıştı. Söylenilen kata çıkarken asansör olmamasından yakınsa da neyse ki onu duyan olmamıştı. Dairenin zilini çalarken temkinli bir şekilde bekliyordu yanlış bir yere gelme ihtimaline karşılık. Kısa bir sessizlikten sonra James kapıyı açınca rahatladı. İleri doğru attığı adımla yüzünde şaşkın bir ifade belirdi. James neden bu kadar şıktı? Koyu renkli kumaş pantolonunu ve gömleğini inceledi durduğu yerde. Daniel akademi için ayrıldıktan sonra belli ki kendisi de iş görüşmesine gitmişti. Burnuna gelen kokuyla başını hafifçe yana eğdi. Parfüm de sıkmıştı. Garip. Yine de gün içerisinde yaşadıklarının mutluluğuyla gülümsedi ve gösterişli bir hareketle beyaz şapkasını çıkardı. "Ben Daniel Majevski. Jameson Bell'i görmeye gelmiştim. Kendisi beni bekliyor olmalı." James'in yanından geçip içeri girerken keyfi yerindeydi. Koridora ilerlediğinde etrafına bakındı. Bir kaç kapı vardı sadece. Büyük bir ev olmadığı için salona geçmesi uzun sürmedi. Loş ortamda parlayan mumları görene kadar bir yandan geriniyor bir yandan ilerliyordu. Sonrasında ayakları yere yapışmış gibi olduğu yerde durdu. Mumlar ve fazla süslü bir masa... Karanlık odanın içerisinde resmen parlıyordu. Arka planda müzik çaldığını anca duymuştu. Biri mi vardı kendilerinden başka? İki tabak olduğunu farkedince kimseyi beklemediklerini anladı. Ama neden? Öğlen yaptıkları tartışma yüzünden miydi? Öyle büyük bir şey değildi. Özel bir gün de değildi. İçinden mi gelmişti yoksa? Gerçi kimin içinden böylesi bir hazırlık gelirdi, Daniel anlam veremedi. Başını çevirip James'e tekrar baktı. Sonra da kendi üstüne. "Sanırım bunun için uygun giyinmedim."



#528b8b
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

It's too romantic OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyCuma Tem. 24, 2020 8:15 pm

.

     James pubdan çıktığı gibi alışverişe çıkmış, sonra da evine gelmişti. Ne de olsa evde sadece bir gece kalıp yollara düşmüş ve aylarca gelmemişti. Ev boş ve pis, dolap boştu. Bu gecelik idare edecek bir alışveriş yapmıştı. Yine de bu merdivenleri çıkarken kafasındaki listeyi kontrol etmesine engel değildi.

    Eski ama hoş bir binaydı. Bina'nın zemin katında bir hint restoranı vardı, gerçi şu an kapalıydı restoran. Açıldığında Daniel'ı getirmeyi aklının bir köşesine yazmıştı. Daniel'ın o Tikka Massala'yı tatması şarttı! James'in dairesi üçüncü katta kalıyordu, ki 4 katlı bir binaydı zaten. İki yatak odalı ve tezgah alanı geniş bir mutfağı olan, sıradan ama hoş bir evdi. Ufak bir balkonu vardı, ve oradan bakınca binaların arasından seçiliyordu akademi ve pub. Kaldığı tek gecede oturmuştu o balkonda saatlerce, şehrin, pub'ın ve akademinin ışıklarını izlemiş, sokaktaki sesleri dinlemişti.

    Eve delip kapıyı açtığında iç geçirdi. Çok havasızdı. Poşetleri kapıda bırakıp ilerledi kısa koridorda, koridorun ucundaki oturma odasına varınca açtı camları, bıraktı ev havalansın. Sonra mutfağa geçip kontrol etti elektrikleri, buz dolabını. Hepsi çalışıyordu. Faturayı ödemediğinden keserler diye korkusu boşunaydı yanı. Bir oh çekip açtı buz dolabını. Tabii ki boştu. Market poşetlerini alırken yerdeki notu görmüştü, Teddy'nın el yazısıyla "ödedim sana" yazıyordu her ayın faturasının üstünde. Harika, borçluydu şimdi Teddy'ye. Ama bunun moralini bozmasına izin vermedi. Aldığı yemek malzemelerini yerleştirdi dolaba, sonra suyu kontrol etti. O da akıyordu. Güzel. Hızla çıkardı kapüşonlusu ile gömleğini, ve temizliğe girişti. Toz alıp yerleri sildi, yastıkları kabartıp her yeri çabucak pırıl pırıl etmişti.

    Yatak odalarına gelince ama iç geçirdi. Çünkü odalardan sadece birini kullanıyordu. Diğerinde avcı ve sihir malzemeleri vardı. Daniel'ın bu odaya girmesini nasıl engelleyecekti? Basit bir kilit durduracak mıydı? Öyle umdu, ve teçhizat odasını temizlemeden kapatıp kilitledi kapısını. Sonra temizliğe geri döndü.

    Perdeleri, yatak örtülerini ve örtülü kalıp toz toplamış her tür örtüyü topladı, mutfağa kurulmuş çamaşır makinesine attı yıkanmaları için. Onlar yıkanırken yatağa temiz bir nevresim takımı serdi, sonra yeni temizlediği banyoda bir duş alıp vücuduna yapışan kir ve tozu attı. O duştan çıkıp k*çına bir boxer geçirene kadar çamaşırlar durmuştu. Temiz perdeleri takıp, çamaşırları balkondaki tele astıktan sonra yemek hazırlıklarına girişti.

    Kremalı ama hafif bir mantar sote yapacaktı Daniel'a, basit bir tortellini makarna ya da gnocchi -hala seçemediğinden her ikisinden de bir paket almıştı- ile servis etmeyi planlıyordu ince dilimlenmiş ızgara tavuk göğsü ile. Yanına da hoş bir şişe beyaz şarap. Hem yemeğe, hem de servise aynı şarabı kullanmayı planlıyordu, sırf bunun için hem büyük şişe almıştı, hemde özel şarap servis şişesi almıştı. Biraz ucuza kaçtığını düşünmesini istemiyordu. Hem Daniel baş başa oldukları için bir yudumcuk şarap içerdi değil mi?

    James işe koyuldu. Hafif ve patates bazlı hamuru ile gnocchi'de karar kılmıştı, tortellini'nin kıymalı iç dolgusu ile uyumsuz olurdu ızgara göğüs. Bir yandan yemek yapıp, bir yandan evin son işlerini yaparken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişti. Yemeklerin tamamı hazır olunca ısısını kaybetmesin diye hepsini boş fırına yerleştirdi, sonra gitti, pantolon ve gömlek giydi, ve etraftaki mumları yakıp beklemeye başladı.

    Her şey hazırdı. Ev pırıl pırıl ve tertemizdi, mis gibi yemekler hazırdı, hepsini becerdiğini umuyordu. Kendisi de daha önce kimse için olmadığı kadar şıktı. Parfümüne kadar hemde. Ama sanki bir şey eksikti. "Hass*ktir müziği unuttum" diye fırladı koltuktan, hızla eski televizyonu açıp müzik kanallarında gezmeye başladı. Sonunda bulmuştu! Güzel, hoş şarkılar çalan bir kanal! Tamda vaktinde, çünkü kapı çalınmıştı. Daniel mıydı gelen? James televizyonun sesini kısıp koştu, sonra derin bir nefes alıp açtı kapıyı.

    Daniel'dı gelen. Mutlu görünüyordu. Gerçi o mutlu görüntü James'in kıyafetini fark edince yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Hatta eğilip hafif koklamıştı James'i. Adam çocuğun bu hareketine gülümsemeden edemedi. Çocukta şaşkınlığını bozuntuya vermedi, o güzel saçlarının üstünden şapkasını alıp eğilmişti James'in önünde. "Ben Daniel Majevski. Jameson Bell'i görmeye gelmiştim. Kendisi beni bekliyor olmalı." demişti içeri girip James'in yanında geçmeden. Keyfi bayağı yerinde gibiydi. Hoşuna gitmişti bu adamın. Ama o keyfi sanki romantik ortamı fark edince kaçmıştı. Bir James'e, birde kendine bakmıştı "Sanırım bunun için uygun giyinmedim." demeden önce.

    James gülümseyip geldi yanına, yanağını sevip öptü saçlarını nazikçe. "O zaman sen giyin, bende yemekleri servis edeyim" deyip yanından geçerken k*çına nazik bir şaplak indirdi çocuğun, sonra geçti mutfağa.

    Yatak odasının kapısını aralık bırakmıştı Daniel için. Küçücük odadan doya doya yararlanabilmek için James iki kişilik yatağı duvara dayamıştı, görünüyordu kapıdan. Batan güneşin son ışıkları ince ince sızıyordu yatak odasına. Bir küçük gardırop vardı, bir komodin, bir de yatak. Duvarlar beyaz ve bomboştu. James, Daniel'ın çantasını büyük bir özenle yerleştirmişti, kendi eşyaları hala çantadaydı. Odada James'e ait duran tek şey komodinin üstündeki İncil ve onun üstünde duran, siyah incilerden yapılma, ucundan haç şeklinde bir boncuk sarkan bir tespihdi.

#CD5C5C
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

It's too romantic OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyC.tesi Tem. 25, 2020 7:10 am

Aralarında sessizlik oluştu. Daniel yeşil tişörtüne bakarken, James onun saçlarını okşadı ve onu odaya yönlendirdi. "O zaman sen giyin, bende yemekleri servis edeyim" Yemek için bile çok yorgun olan Daniel sesini çıkarmadan odaya ilerledi. Bir yandan da gözlerini ovuşturuyordu. Kapalı kapıyı açıp içeri girmek için hareketlendi ama kapı kapalı kalmakta ısrar edince alnını tahtasına çarptı. Gözlerinin önünde şimşekler çaktı bir an. Geri çekilip ne olduğunu anlamak amacıyla etrafına bakınınca yan taraftaki odadan görünen yatağı farketti. Belli ki yanlış gelmişti. Çantasını omzundan indirerek yatak odasına geçti. Eşyaları neredeydi? James'in çantası yerde duruyordu ama kendisininki yoktu. Gardıropta olma ihtimaline karşılık kapağı açıp baktı. Tüm eşyaları dizilmişti. Bakışları tekrar yerde duran James'in çantasına kaydı. Kendininkileri bırakıp Daniel'ın eşyalarını mı yerleştirmişti? İçerideki romantik masayı düşününce ne yapacağını bilemedi. Bu tarz şeylere alışık değildi. Derin bir nefes alıp beyaz pantolonunun cebinden cüzdanını çıkartıp küçük komodinin üzerine bıraktı. Yatağın hemen başında duran incili inceledi dokunmadan. Hristiyan olması mantıklıydı sonuçta bir pederle büyümüştü. Dinle arası pek iyi olmayan Daniel iç geçirip arkasına döndü. Sonrasında dolabın önüne gidip kıyafetlerini çıkarttı. Beyaz bir gömlek buldu askıdan. Altına da lacivert bir kot geçirdi. Üzerine tam oturan dar kesimli bir pantolondu. Daha şık birşeyler aramak için fazla yorgundu. Saçlarının arasından geçirdiği parmaklarıyla tamamen hazır olduğuna kanaat getirdi. Ardından odadan çıkıp salona geri döndü. Tam kapıdan girecekken elinde iki tabak olan James'le karşılaştı. Elleri doluydu. Bu yüzden aklına gelen fikirle gülümseyip önüne geçti ve uzanıp onu öptü. Madem meşguldü, Daniel durumdan faydalanabilirdi. Odanın girişinde onu engellemiş ve bir nevi de sıkıştırmıştı. Parmakları gömleğinden kayıp kemerine indi. Sonra açtı ve biraz gevşetti. İhtiyacı olacaktı. "Böyle daha iyi." diye mırıldandı. Tabaklardan birine uzanıp aldı ve masaya yerine geçti. Sandalyeye yerleşince ilk işi su doldurmak oldu kendisine. İlk bardağı kana kana içti istemsizce. Sonra ikinciyi de yarıya getirdi. Bardağı bırakırken rahatlamış hissediyordu. "Her şey çok güzel görünüyor." Evdeki kokuya bakılırsa kendisi pişirmişti. Tabağına baktı.  Neyseki menüde balık yoktu. Eli otomatik olarak bardağına yöneldi ve yarım bıraktığı suyu aldı. Kurumaya başlamamış olmasına rağmen çok susuyordu. Boştaki eliyle telefonunu masada tabağının yakınında bir yere bıraktı ve yeşil gözlerini James'e çevirdi. Onu hiç ciddi kıyafetlerle görmemişti bu yüzden değişik gelmişti bu hali. Yakışıklıydı belki de daha çok karizmatik. Her hareketinde gerilen gömleğin kumaşına baktı. Bir çok kadın için mükemmel erkek olabilirdi. İyi bir görüntü,  romantiklik, aşçılık, yataktaki başarısına değinmiyordu bile. Peki Daniel ile ne yapıyordu? Sorusunun cevabını yaşadığı yere dönmeden alacağına dair bir his doğmuştu içine. Bakışlarını masadaki meyve tabağına eğdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

It's too romantic OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyC.tesi Tem. 25, 2020 7:37 pm

.

    James görmüştü Daniel'ın yanlış kapıya yöneldiğini. İçi rahattı, kapıyı kilitlemişti çünkü. Açamazdı Daniel. O yüzden aklı hiç sevgilisi ve teçhizat odasında kalmadan yemekleri servis etmeye başladı. Daniel'ın baleden dolayı fiziğini korumak istediğini tahmin ediyordu. O yüzden onun tabağına fazla gnocchi koymadı. Izgara göğüslerden birini alıp dilimledi ince ince, sonra şeklini bozmadan Daniel'ın tabağına aktardı. En son ise hem gnocchi'nın hemde tavuğun üstüne kreması gelecek şekilde kremalı mantar soteyi de koydu tabağa. Kendisine de aynı şekil hazırlamıştı, ama fazladan yarım göğüs koymuştu kendisine.

    Tam elinde tabaklar ile çıkmıştı ki mutfaktan, Daniel'ı karşısında bulmuştu. Yüzünde haylaz bir gülümseme ile mutfaktan çıkışını engelliyordu. İnceledi Daniel'ı. Tanrım! Basit bir kot tişörtle nasıl bu kadar nefes kesici olabiliyordu bu çocuk?! O sırada Daniel'ın dudaklarını dudaklarında hissetmişti. Anında erimişti James. Ama tam karşılık verecekken Daniel'ın eli gömleğinden kemerine kaymıştı. İstemsiz kızarmıştı Daniel'ın kemerini açtığını gördüğünde.

      Daniel "Böyle daha iyi." deyip tabağını aldığında resmen kalpten gidecekti. Hele hele bu çocuğun yürürken o kıçının iki yana salınışı, ah! Kalpten götürmeye yeterdi adamı. Boşta kalan eli ile açılan kemerini hızla çıkarıp attı kenara, sonra Daniel kana kana su içerken oturdu karşısına.

     "Her şey çok güzel görünüyor." demişti güzel çocuk ilk bardağını bitirince. Gülümsedi. Onu böyle tatmin edebilmeye, az önceki gibi seksi ve yaramaz görmeye, gülümserken görmeye bayılıyordu. Yemeğe başlamak yerine dirseğini masaya yaslayıp çenesini yumruğuna dayayarak izliyordu. ikinci bardağını içişini.

    "Beğenmene sevindim" diye fısıldadı, sonra kadehine biraz şarap döktü. "Kasaba dışındaki, birlikte ilk gecemiz mükemmel olsun istedim" diye fısıldadı. Galiba düşündüğü başına gelmişti. Kalbi, 17 yıl önceki o gece gibi atıyordu. Ama bu sefer, ondan daha güçlüydü. "Bütün gün uğraştım bunun için" dedi, bir yudum içti şarabından. Ucuz olmasına rağmen güzel bir tadı vardı. Kadehini masaya koyup gülümsedi Daniel'a. "Seni tanımak istiyorum." dedi, çatalına biraz mantar ve gnocchi aldı.

    "Çünkü senden gerçekten hoşlanıyorum Daniel Majevski."


.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

It's too romantic OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyPaz Tem. 26, 2020 8:41 am

James'in kadehine şarap doldurmasını izliyordu sessizce. "Beğenmene sevindim. Kasaba dışındaki, birlikte ilk gecemiz mükemmel olsun istedim." Yani yarın böyle bir yemek olmayacak mı demek geçti içinden ama  o konuşmaya devam edince ağzını açmadı. "Bütün gün uğraştım bunun için" James'in de kendisi kadar yorgun olduğunu anca alıyordu Daniel. Gerçi böyle bir hazırlık yapılmasına gerek yoktu onun gözünde. "Seni tanımak istiyorum." Bu cümleyi garip buldu çünkü James şimdiye kadar kimsenin yapamadığı ve büyük ihtimalle ilerde de yapamayacağı kadar detaylı tanıyordu Daniel'ı. Özellikle vücudunda nereye nasıl dokunması gerektiğini, tek bir hareketle onu nasıl etkileyeceğini çok iyi biliyordu. Daniel kendisinin bile bilmediği şeylerden zevk aldığını öğrenmişti. James de onun yalvarmasına sebep verecek  kadar uzun uğraşıyordu o noktalarla. Derin bir nefes aldı bunları düşünürken. Tanışmalarından sonra geçen zaman gerçekten de aktifti. "Çünkü senden gerçekten hoşlanıyorum Daniel Majevski." Yeşil gözlerini onunkilerden kaçırıp başını tabağa eğdi. Oturduğu yerde hızursuzca kımıldandı. Görmüyordu ama suratının  kızardığından emindi. Ne demesi gerektiğini bilemedi bu yüzden yemeğine odaklandı. Normalde ailesiyle yenen bir yemekte olsa kavga çıkacak kadar hızlı bir şekilde tabağını silip süpürdü. Bu kadar acıktığını farketmemişti. Su bardağının yanındaki şarabı biraz uzağa itti. Kendisine su koyup yeniden içerken fazla sessiz kalıp kalmadığını düşündü. Bir şeyler demezse James'in üzülebileceği geçti aklından. Diyecek bir şey ararken sonunda buldu. "Alkol alamam. Bana dokunuyor." Az önceki sessizliği böyle saçma  bir şekilde bozduğu için kendisine kızdı. Daha mantıklı ya da ilgi çekici şeyler söylemeliydi. "Bir bardak bile sarhoş olmama yeter. Bu yüzden hiç içmiyorum." Kendisiyle çelişmemek için devam etmişti. Ayrıca bunu bilmesi iyi olabilirdi. Daniel sarhoşken zapt edilmesi pek mümkün olmuyordu. En azından etrafındakiler böyle demişti. Arkasına yaslandı James'e bakarken. Yüzü hariç her yere bakıyor demek daha doğru olurdu. Sonrasında gözüne bir şey ilişti. Elini uzatıp onun bileğini tuttu ve deri bileklik üzerine baş parmağını gezdirdi. "Bunu hiç çıkartmıyor musun?" Moda olsun diye takmıyordu belli ki. Düşününce gerçekten de çıkarttığını hiç görmemişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

It's too romantic OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyPaz Tem. 26, 2020 7:19 pm

.

     Hoşlandığını itiraf edince Daniel gözlerini kaçırmıştı. Niye kaçırmıştı? endişelendirmişti bu James'i, ama belli etmedi. Belli ki şaşırmıştı. James onun şarabı hafif itip su içişini izledi. Acaba konuşsa mıydı? Hoşlanmıyorsa sorun olmadığını söylemeli miydi? Tam ağzını açacakken Daniel önce davranmıştı. "Alkol alamam. Bana dokunuyor."

    Demek bu yüzden pub'a girerken alkol almadığını söylemişti. O zaman James'le baş başayken içmesini beklemek düşüncesizlik olmuştu. Tamam, not etti James kafasının bir yerine. "Bir bardak bile sarhoş olmama yeter. Bu yüzden hiç içmiyorum." diye eklemişti Daniel. Alkol toleransı düşüktü demek. Tamam, bunu telafi edebilirdi. Daha sonra böyle romantik bir yemek hazırlardı, ama alkolsüz şarap bulurdu. Vardı piyasada.

    Ama bu James'in, sevgilisinin yüzüne bakmadığını fark etmesine engel değildi. Utandırmıştı çocuğu. Aslında hoşuna gitmişti bu tatlı, utangaç halleri. Dalmıştı anlık bu halini izlemeye. Ama Daniel'ın elini hissedince kendine gelmişti. Bileğine dokunmuştu. "Bunu hiç çıkartmıyor musun?" diye sormuştu başparmağını bilekliğin üstünde gezdirirken.

    Kahverengi deriden, kalınca bir bileklikti. İki demir snap düğme ile tutturuluyordu, üstünde işlemeler vardı, ve demir, işlemeli bir haç iliştirilmişti üstüne. James bu bilekliği avcı dövmesini gizlemekte kullanıyordu. Avcı dövmesi ve...

    "Çıkartmıyorum" deyip çekti bilekliğin takılı olduğu elini, gülümsedi Daniel'a. Sonra iç geçirdi, uzanıp tuttu elini Daniel'ın. "Gerçi görmeye hakkın var, ne de olsa sevgilimsin" diye fısıldayıp öptü elini Daniel'ın. Kolunu uzattı avcu yukarıya bakacak şekilde, ve bilekliğin düğmelerini açtı. Deri bileklik iki yana açılınca ince, hafif kabarık, ince çizgileri görmüştü Daniel. Yara izleri. Dövme bileğinin öbür tarafında kaldığından görünmüyordu.

    "Trende anlatmıştım ilk aşkımı, hatırlıyorsun değil mi?" diye sordu Daniel'a. Sesi üzgündü, acı doluydu. "Ben öldüğünden emindim, ve kendimi suçluyordum. Eğer ona yardımcı olmasaydım..."

    Ama devamını getiremedi. Daniel'ın yara izlerine dokunan parmaklarını izledi. Sesi çatallaşmasın diye derin nefesler alıyor, biriken gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu. Onu hala sevdiğinden değildi gözyaşları, bundan emindi. Hayır, pişmanlıktandı. Ölümüne sebep olmanın pişmanlığıydı. Emin olmadığı bir ölümün. "Onsuz yaşayamayacağımı düşünüyordum, benim yüzümden öldüğünü düşünüyordum" diye fısıldadı, geri kapadı bilekliği. "O zamanlar yanımda olacak kimse yoktu, ne arkadaşım, ne de bir şey, üzüntümü, acımı paylaşacak kimsem yoktu" diye iç geçirdi, sevgilisinin yüzüne bakıp gülümsedi. "Kilisedeki ayin şaraplarını çalıp çalıp içiyordum bunu unutmaya o zamanlar. Çok sarhoş olduğum bir gece çakımı çıkarıp ilk çiziği attım" dedi, bir parça tavuk attı ağzına, sonra bir yudum şarapla yuttu lokmasını. "Sonra duramadım, gözlerimi tekrar açtığımda ba-" son saniye durdurdu kendini. Neredeyse o adama baba diyecekti. "Beni büyüten peder yanı başımdaydı. Bileğim sargılıydı." dedi, buruk gülümsedi. "Bir ay boyunca odamda kilitli kaldım, sadece su ve yemek getirdi bana, ha bir de durmadan sanki ezberlememişim gibi incili okudu, tanrının intihar edenlere ne yaptığına dair vaazlar verdi" dedi, yaslandı arkasına. "Pederi korkutmanın cezası" diye mırıldandı, ama sanki dalga geçercesine demişti korkutmak kelimesini. "Tam bir işkenceydi"

    "Sıra sende" diye gülümsedi sonra James, kafaya dikti şarabını. "Çocukluğunu anlat bana" diye gülümsedi. Kendisinden daha fazla bahsetmek istemiyordu. Avcı olduğu gerçeğini sevgilisi öğrenir diye değil, onu gerçekten tanımak istediğinden. Onun çocukluğunu, korkularını, mutluluğunu, umutlarını öğrenmek istiyordu. Sadece vücudunu değil, ruhunu da öğrenmek istiyordu.

.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

It's too romantic OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyPaz Tem. 26, 2020 8:51 pm

Baş parmağını deri bilekliğin üzerinde bulunan haçta gezdirdi. Tuhaf işlemeleri de vardı Daniel'ın anlamadığı. Baya farklı görünüyordu. "Çıkartmıyorum" diyen ve elini hızla çeken James onu şaşırttı. Yanlış bir şey mi yapmıştı?  "Gerçi görmeye hakkın var, ne de olsa sevgilimsin" Onun bilekliği açmasını izlerken bu tepkilerin az önceki sözüne cevap vermemesi yüzünden olup olmadığını merak etti. "Trende anlatmıştım ilk aşkımı, hatırlıyorsun değil mi? Ben öldüğünden emindim, ve kendimi suçluyordum. Eğer ona yardımcı olmasaydım..." Bileğindeki izleri görünce şaşırdı. Parmağını uzatıp hafifçe derinin üzerinde gezdirdi. Kendisine zarar mı vermişti? Sesinin titrediğini duyunca bakışlarını ona çevirdi. Ağlayacak mıydı? Daniel konunun bu hale nasıl geldiğini anlayamadı. Sadece basit bir  soru sormuştu. Bahsettiği kadınla aralarında geçenin üzerinden neredeyse Daniel'ın yaşı kadar zaman geçmişti ve hala böyle hissettirebiliyor muydu? Canı sıkılmıştı. "Onsuz yaşayamayacağımı düşünüyordum, benim yüzümden öldüğünü düşünüyordum" Daniel geriye çekilip arkasına yaslanırken James de bilekliği geri taktı. Sonrasında onun ayin şarabı çalması ve bileğini kesmesiyle ilgili olan anısını dinledi. "Bir ay boyunca odamda kilitli kaldım, sadece su ve yemek getirdi bana, ha bir de durmadan sanki ezberlememişim gibi incili okudu, tanrının intihar edenlere ne yaptığına dair vaazlar verdi. Pederi korkutmanın cezası. Tam bir işkenceydi" 'Tüm bunları dinlemek de benim için işkenceydi' diye geçirdi içinden. Sevgilisinin başka bir kadın için ağlamaklı olması... Derin bir nefes aldı. "Sıra sende. Çocukluğunu anlat bana" Oturduğu yerde bir süre sesini çıkarmadı. Ortamın havasını dağıtmak için komik bir şeyler anlatmayı geçirdi aklından ama nedense tadı kaçmıştı. Masadaki meyvelere uzandı. Üzümlerden küçük bir dal koparıp avucuna alıp bir tanesini ağzına attı. "Öyle anlatabileceğim dramatik bir olay yaşamadım." Babası geldi aklına. 'Daniel, oğlum ailemize uygun davranmalısın.' Klasik ailesi ve saçmalıkları. Bir iki üzüm daha yedi sessizce. Düşünüyordu. Ağabeyini mi anlatmalıydı? Pek sanmıyordu. "Gülme ama balıklarla konuşabiliyorum. Bu yüzden de hiç bir deniz ürününü yemiyorum. Benimle konuşan bir şeyi nasıl yiyebilirim?" Aquarinalarda balıklarla konuşmak nadir bulunan bir şey değildi ama artık herkes konuşmak yerine hükmetmeyi tercih ediyordu. Elindeki kuru dalı boş tabağa bıraktı. Yenisini aldığında avucuna üzümü havaya fırlatıp dişleriyle yakaladı. Hatta bunu kocaman gülümseyerek James'e gösterdi. O üzümü yiyip bir diğerini tekrar havaya attı ve yine yakalamıştı. Üstün başarısını, iki baş parmağıyla kendisini işaret ederek tescilledi. James'in sözlerinden sonra kaçan keyfini kendisi düzeltmişti. "Hayatım sanatla geçti. Bale, modern dans, enstrümanlar... Bundan kaynaklı her yaptığım saatli ve kurallıydı. Ama bundan bir şikayetim yok. Dans etmeyi gerçekten seviyorum. Bu sayede okul bitince baş balet olabildim. Herkes doğal bir yeteneğe sahipsin diyordu." Fakat bu doğal yeteneğe sahip olmayan biri vardı. Ağabeyi Antoine. Baş balet olarak listeye adı yazıldığında, Daniel gelene kadar hep kendisinin o konumda olduğunu ve kardeşinin hakkı olmayan bir yere geçtiğini söyleyen biricik ağabeyi. O günden sonra hiç iyi olmayan kardeşlik bağları... Oturduğu yerde gerindi ve esnedi. "Üzgünüm. Çok yorgunum." Yemek masasında esnediğini duysa annesi çok kızardı. Sabahtan beri yağdırdığı mesajlara bakılırsa bunu yapmadan da ona kızıyordu. "Brian ve Nicholas bugün beni baya yordular." Daniel diğer dansçılardan daha yükseğe zıplayınca bunu tekrar tekrar yapmasını istemişlerdi. Yeni arkadaşlarını kıramadığı için peş peşe kaç kere sıçradığını sayamamıştı bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

It's too romantic OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyÇarş. Tem. 29, 2020 5:57 am

.

     James farkındaydı, Daniel'ın canını sıkmıştı anlattıkları ile. Keyfini kaçırmıştı.  Daniel'ın sıkılmış görüntüsünden belliydi. Anlattıklarının pek iç açıcı olmadığını biliyordu, ama Daniel sormuş, o da anlatmıştı. İzledi sevgilisinin söyleyecek bir şeyler bulmaya çalışırkenki çırpınışını. Sevimliydi. İzledi çocuğun eline biraz üzüm alışını, ağzına atışını. "Öyle anlatabileceğim dramatik bir olay yaşamadım."

    Dramatik olay olması şart değildi. James sadece Daniel'ı tanımak istiyordu. Çocuğluğunu nasıl geçirdiğini, çocukluk arkadaşlarını, oynadıkları oyunları öğrenmek istiyordu sadece. Daniel'ı tanımak istiyordu. "Gülme ama balıklarla konuşabiliyorum. Bu yüzden de hiç bir deniz ürününü yemiyorum. Benimle konuşan bir şeyi nasıl yiyebilirim?"

     James gülümsedi. İşte bunu kast ediyordu! Bunları anlatsın istiyordu! Kendini anlatsın istiyordu, kimseye göstermediği kendisini. Aklının bir kenarına yazdı bunu James. Daniel'la balık yok! Daniel'ın havaya attığı üzümle dikkati dağılmıştı. Yakalayıp gururla gösterince bunu gülümsedi. İkinciye yaptığındaysa James onun böyle sevimli ve çocuksu olabilmesi hoşuna gitmişti.

    "Hayatım sanatla geçti. Bale, modern dans, enstrümanlar... Bundan kaynaklı her yaptığım saatli ve kurallıydı." diye anlattı. James gençliğini hatırladı. Her sabah 5'te kalkmasını, her sabah kilise etrafında, aç karnına 3 saat koşu, 5 dakika içinde kahvaltı, kilise işleri onlar bunlar, sonra da gece yarısına kadar avcı eğitimi. Daha geç uyanamaz, daha erken uyuyamazdı. Brown katıydı çok, her şey en ince detayına kadar programlıydı. Muhtemelen Daniel'ın bu kadar değildi.

    Daniel'ın sesini tekrar duyunca sıyrıldı düşüncelerinden. "Ama bundan bir şikayetim yok. Dans etmeyi gerçekten seviyorum. Bu sayede okul bitince baş balet olabildim. Herkes doğal bir yeteneğe sahipsin diyordu." Ve haklıydılar. Daniel'ın dans edişi muhteşemdi. James tam ağzını açacakken Daniel yorgun argın gerinip esnemişti, ve esnediği için Özür dilemişti çabucak. "Brian ve Nicholas bugün beni baya yordular." diye de açıklamıştı kendini.

    Şu iki çocuk. Gözü tutmamıştı James'in onları. Hemde hiç. Ve hoşuna da gitmemişti Daniel'ın başkasından bahsetmesi. Ama sesini çıkarmadı. Az önce başkası hakkında konuşan kendisi idi, üstelik Daniel gibi yeni tanıştığı birisi değil, eski sevgilisiydi bu bahsettiği, öyle böyle birisi değildi yani. Eğer Daniel buna kıskançlık krizine girmemişse, James'in girmeye hiç hakkı yoktu. O yüzden tuttu kendini.

    "Gel o zaman" diye gülümseyip kalktı masadan, Daniel'ı da kucağına alıp televizyon karşısındaki koltuğa. Televizyonun altında bir PlayStation 3 vardı, ama hiç oyun yoktu görünürde. Belki de bütün oyunları aletin içine yüklüydü. Gerçi James öyle çok video oyunu oynayacak bir tip gibi değildi, yani pubdaki arkadaşlarını tanımayan öyle düşünürdü. "Sen Netflix'ten bize bir şey seç, bende artan yemekleri kaldırıp mısır patlatayım" deyip öptü Daniel'ı, "İyice uykun gelene kadar izler, sonra yatağa geçeriz" diye fısıldadı, sonra geri döndü mutfağa.

    James cidden basit yaşıyordu. Koltuk, televizyon ve alet. Ne bir dergi, ne bir dekor vardı görünürde. Gerçi ev daha yeniydi, ve bir gece falan kalmıştı. Belki dekore etmeye fırsatı olmamıştı? Neyse. Playstation ve televizyon açılınca alette yüklü tek uygulamanın Netflix olduğu ortaya çıkmıştı. Sırf Netflix için mi almıştı aleti? Neden bilgisayar almamıştı direkt olarak? Netflix uygulamasını açınca 3 profil çıktı Daniel'ın karşısına. Teddy, Otlakçı, ve Parazit. Hangisi James'in profiliydi?

.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

It's too romantic OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyPerş. Tem. 30, 2020 3:46 pm

Tekrar esnememek için kendisini zor tutuyordu. James'in yerinden kalkıp, kendisini kucağına almasıyla şaşırdı. Koltuğa bırakılırken dik dik bakmayı ihmal etmedi. Çünkü belli ki kucaklanmaktan hoşlanmadığını sözel olarak belirtmeliydi. "Sen Netflix'ten bize bir şey seç, bende artan yemekleri kaldırıp mısır patlatayım. İyice uykun gelene kadar izler, sonra yatağa geçeriz" James'in uzaklaşmasını göz ucuyla takip etti. Sonrasında uzanıp Playstation'ı açtı. Beraber oynayabilecekleri bir oyun görünmüyordu. Yeni mi almıştı acaba? İkinci el eşyalar satan bir yerden alınmış gibi görünüyordu zaten. Netflix'e girdi ve karşısına çıkan hesaplarla duraksadı. Teddy, Otlakçı, ve Parazit. Büyük ihtimalle otlakçı olarak geçen James'ti. Parazit kimdi? Pubdayken arkada yemek yapan adamın adı bir kaç kere geçmişti. Belki de oydu emin değildi. Burada daha büyük bir gariplik vardı zaten. Teddy kendisini neden Bay Bıyık gibi bıyık içeren bir isimle kaydetmemişti acaba? Ondan bunu beklerdi. Kesildiği zamanla alakalı konuşurken bile neredeyse ağlayacağı düşünülürse Daniel'ın düşüncesi gayet normaldi. Koltuğa uzandı ve otlakçı kullanıcısını açtı. Yanlış girmişse bile, listesinden kim olduğunu anlayıp değişebilirdi.  Konusunu bilmediği bir kaç dizi olduğunu gördü en son izlenilenlerde. İçeriklerine baktı. Her bir dizi seri katillerin hayatını anlatan ya da onların nasıl yakalandığıyla alakalıydı. Teddy ya da parazit denilen kişinin ne izlediğine bakma ihtimaline karşı mı böyle bir şey yapmıştı James? Romantik bir film izlediğini görseler ölene kadar onla dalga geçecekleri bariz belliydi. Yine de en azından komedi türünde bir dizi beklemişti. Mutfaktan gelen seslerle James'e yardım teklif etmesi gerektiği geçti aklından fakat o kadar yorgundu ki neredeyse şimdi bile içi geçecekti. Fantastik türüne  göz attı uyuyakalmamak için. Büyük şirketlerle çalışan küçük yapımcılar gerçek aquarina ve feyaları kullanarak uçarı filmler çekiyordu. Herkes bunları makyaj ya da kostüm hilesi sansa da Daniel gerçeklerini bir bakışta ayırt edebilirdi. Bu tarz bir tehlikeye neden atıldıklarını anlamak güçtü elbette. Hele ki genelde konularının avcılardan kaçmayı içermesi Daniel'ın gözünde onları fantastik değil korku türüne sokuyordu. Romantik bir şey açarsa daha intro geçmeden rüyalar alemine geçiş yapacağını da biliyordu. Zaten ergen kız gibi ağlamaklı bir şeyler izleme niyetinde değildi. Rastgele bir film açtı bol savaş sahnesi içeren. Başlamadan hemen önce durdurdu ki James geldiğinde beraber izleyebilsinler. Bu sırada göğsünün üzerine koyduğu telefonun titremesiyle bakışlarını aşağı eğdi. "Evet?" Annesi arıyordu. Sabahtan beri mesaj yağmuruna tuttuğu yetmiyormuş gibi öğleden sonra iyice sıkıştırmaya başlamıştı. "İyiyim." Uzandığı yerden doğrulup oturdu. "Görüntülü arama yatacağım birazdan. Yorgunum. " Bir süre annesinin anlattıklarını dinledi. İç geçirdi. "Senin endişen kabusun değil... Evet, geri döndüğümde şelalede cezalı olacağım. Hayır işim bitmeden gelmeyeceğim. Antoine ile uğraşabilirsin canın sıkılıyorsa." Kısa bir sessizlik oldu. "Tahmin etmiştim onun seni doldurduğunu. İyiyim dedim. Hiç avcı görmedim. Hayır bütün uzuvlarım yerinde. Hatta akademide herkes insan. Bir tane büyücü bile yok. Bende oraya yürüme gidecek kadar yakındayım." Daniel lafın ağzına tıkılmasından hoşlanmadığı için sinirlendi. "Hayır hiç kimse beni zorla arabaya tıkıp kaçırmayacak. Artık rahatlar mısın? Evden ilk defa çıkmıyorum. Evet biliyorum babamdan beri ilk defa ama bu üzerime varmanı gerek... Kapatıyorum yatacağım. Bununla uğraşamayacak kadar yorgunum." Konuşmayı bitirdiğinde telefonu yastığın üzerine attı ve ayağa kalktı. Bazı zamanlar alkol ve sigara kullanmayarak hata edip etmediğini düşünüyordu. Şu an boş yere sinirlendirilmişti. James'in de bu küçük evde az önceki konuşmaları duymama gibi bir ihtimali olmadığı için hepten canı sıkılmıştı. Küçük bir çocuk değildi. Neden herkes tam tersi davranıyordu? Gözüne ilişen kapının balkon olduğunu anlayınca açıp, temiz hava almak için dışarı çıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

It's too romantic OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyC.tesi Ağus. 01, 2020 8:00 am

.
    Jameson sevgilisini koltukta bırakıp yemek masasını toplamaya girişmişti. Masadaki bulaşıkları mutfağa götürürken dinlemişti Playstation'ın seslerini. Tanıdık ucuza bırakmıştı James'e aleti. Zaten sırf Netflix için almıştı. Gerçi Daniel isterse oyun da alırdı alete. Arkadaşları bayılıyordu bu oyunlara ne de olsa. Artan yemekleri koymaya saklama kabı çıkarırken farklı bir ses gelmişti kulağına. Ses kesilip Daniel'ın bıkkın bir sesle "Evet?" dediğini duymuştu. Annesiydi herhalde arayan. Gerçi James'inde evi araması lazımdı. Rachel ve annesi meraklanmışlardır herhalde. Şimdilik Daniel'ın konuşmasına kulak misafiri olacaktı.

    "İyiyim....Görüntülü arama yatacağım birazdan. Yorgunum." diye bıkkın iç geçirmişti Daniel. James gülümsedi. Endişeliydi kadın Daniel için. James kalan gnocchi'leri bir saklama kabına dökerken, bugüne kadar kendisi için endişelenen olmadığını fark etmişti. Brown'ın umrunda değildi. Bir dakika bile geç kalsa Brown dışarıda uyutuyordu James'i, ki çok olmuştu bu. Hiçbir "kardeşi" de endişelenmemişti James için. Ne de olsa James ilgi için onların en büyük düşmanıydı. Çünkü James'in büyü yeteneği vardı. Brown'a kıymetli iksirini yapabiliyordu, güçleri ile işine yarıyordu. Gitmesi işlerine gelmiştir. Belki arkadaşları merak etmiştir, endişelenmiştir onun için? Olabilir. Ama emin değildi. Düşüncelerinden sıyrıldı, Daniel'ı dinleyip işine geri döndü.

    "Senin endişen kabusun değil..."

    Kabus mu? Merak etmişti James. Kalan sote mantarı başka bir kaba dökerken aklına not aldı bunu sormayı.

    "Evet, geri döndüğümde şelalede cezalı olacağım."

    Tüh, Danile'ı uzun bir süre göremeyecek demekti bu. Üzülmüştü James. Ama yine de, şu an birlikte oldukları bu vakti doya doya geçirmeliydiler. Ve geçireceklerdi. "Hayır işim bitmeden gelmeyeceğim. Antoine ile uğraşabilirsin canın sıkılıyorsa....Tahmin etmiştim onun seni doldurduğunu. İyiyim dedim. Hiç avcı görmedim. Hayır bütün uzuvlarım yerinde. Hatta akademide herkes insan. Bir tane büyücü bile yok. Bende oraya yürüme gidecek kadar yakındayım."

    Tabii ki de avcılardan korkacaktı kadın. Ama James kararlıydı sevgilisini korumaya. Sadece bu durumun Brown'ın kulağına gitmesinden korkuyordu. Gitmezdi, değil mi? Gitse bile çok yaşlı o, gelmezdi. Çaylaklarını yollardı, James'te Daniel fark etmeden haklardı onları. Yeterince ekipmanı vardı değil mi? Gerçi hep Daniel'ın yanına olamayacaktı. Hmm...

    "Hayır hiç kimse beni zorla arabaya tıkıp kaçırmayacak. Artık rahatlar mısın? Evden ilk defa çıkmıyorum. Evet biliyorum babamdan beri ilk defa ama bu üzerime varmanı gerek... Kapatıyorum yatacağım. Bununla uğraşamayacak kadar yorgunum."

    James işini bitirdiğinde duymuştu balkon kapısının açıldığını. Sessizce, Daniel'a fark ettirmeden çıktı mutfaktan, ve koridora, kilitli kapıya gitti. Cebinden anahtarını çıkarıp sessizce açtı odayı, ve girdi içeri. Daniel'ın yanına gitti geri çıktığında. Bir cigarillo çıkarıp yaktı. Tatlı, vanilla kokulu duman kıvrıla kıvrıla dağılıyordu havada. Derin bir nefes çekti cigarillosundan Daniel'a arkadan sarılırken, sonra duman yavaş yavaş dudakları arasından süzülürken öptü kollarındaki güzel aqua'nın boynunu. "Çok mu canını sıktı?" diye sordu tatlı tatlı. Daniel'ın beline sarılı bir eli çocuğun gömleğinden içeri kaymış, okşuyordu vücudunu.

    Diğer eli ile sigarasını dudakları arasına kıstırdı, sonra cebinden odadan aldığı şeyi çıkarıp verdi Daniel'a. Bir çakıydı bu. Yer yer gül ve haç desenli altın işlemeleri olan, inci kaplı gümüş bir çakıyı bu. Sonra aldı minik sigaramsı purosunu geri eline. "Peder bunu bana 10 yaşımda vermişti" diye gülümsedi. Çakının sapındaki sonradan eklenmiş gibi duran J. B. işlemelerini açıklıyordu bu. "Çok özel bu benim için, gençken çok işime yaradı" diye fısıldadı. Gerçekten de yaramıştı, ve hala yeterince keskindi. Ama özel yapan, bileklerindeki kesiklerin kaynağı olan bıçak olmasıydı. Neden bilmiyordu, ama bu bıçağın akıttığı tek kanın onun olması, Jameson için bu bıçağı daha kıymetli kılıyordu. "Ve artık senin" deyip öptü Daniel'ın yanağını. 

    Hem belki Daniel'ın yanında kendi güvenliği için bir şey taşıması annesinin içini rahat ettirirdi, yani eğer Daniel söylerse bir daha dırdır ettiğinde.

.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

It's too romantic OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyC.tesi Ağus. 01, 2020 8:34 pm

Boş yere sinirlendirildiği için şuan koltukta kıvrılıp uyuklamak yerine, balkonda rahatlamaya çalışmak zorundaydı. Eğer alkol ya da sigara kullanıyor olsaydı bunun için balkona ihtiyaç duymazdı. Sigara içerek dikkatini dağıtır, alkol alarak düşüncelerinden kurtulurdu. Daniel sağlıklı beslenmek adına hiç birini yapmıyordu. Gerçi alkol istisna idi. James'in geldiğini yayılan kokudan anladı. Sigara mı içiyordu? Beline sarılan ellerle, kasılmış sırt kasları gevşedi. Ensesinde hissettiği öpücükle neredeyse kendini tutamadan ses çıkaracaktı. Hemen de orayı mı öptü, diye geçirdi içinden. Huylandığı yerleri bulmakta üstüne yoktu James'in. "Çok mu canını sıktı?" Kendisine uzatılan şeye baktı. Bu da neydi? "Peder bunu bana 10 yaşımda vermişti. Çok özel bu benim için, gençken çok işime yaradı. Ve artık senin" James yanağını öpünce, uzanıp çakıyı eline aldı. Çiçek desenli bir çakı? Hem de inci kaplı gümüş bir çakı... İlk tanıştıklarında suratına dayadığı bıçak da inci kaplıydı. Neden böyle şeylere sahipti? Peki peder neden böyle bir şeye sahipti ve onu James'e vermişti? Ayrıca işine yaradığını söylemesi... Kötü bir düşünce belirmişti zihninin derinliklerinde. Alenen fark edemese de Daniel'ın bilinçaltı, sevgilisinin hikayesindeki tuhaf boşlukların varlığını hissetmişti. Bir kaç gece kötü kabuslar görecekti belli ki, nedenini bilmediği huzursuzluğu yüzünden.
Kısa bir süre çakıya baktı sessizce. Desenlerini inceledi, sonra açıp balkonun ilerisindeki boşluğa doğru salladı. Gelişigüzel bir savurmaydı. Güldü. Komik göründüğünü az çok anlayabilmişti. "Bu tarz şeyler hiç benlik değil. Ben kendi meyvemi bile çok nadiren soyarım. Ayrıca bir  canlının hayatını almak.." Başını iki yana salladı hafifçe, çakıyı kapattı. "Avcı bile olsa kimsenin hayatına kendi ellerimle son veremem. Ben bir sanatçıyım katil değil." James'in sigarasından başka bir koku çalındı burnuna, esen rüzgarla. "Yine de senin için çantamda taşıyacağım." Çakıyı pantolonun cebine koydu. Hafif esinti yeniden taşıdı burnuna o kokuyu. Bu sefer çıkartmıştı gerçi ne olduğunu. James'e yaklaştı. "Parfümün gerçekten de iyi kokuyor. Kendim kullanıyor olsam şişene el koyardım. Ama maalesef suya çok giren biri olduğum için parfümler bende pek işe yaramıyor." James'e sokuldu ve kollarını onun boynuna sararken yeniden kokladı. Konuşmadan önce istemsiz bir tebessüm belirdi yüzünde. "Ailem canımı sıkmış olsa da, eğlenmenin bir yolu var aklımda." Dudaklarını onunkilere değdirecekken aklına gelen düşünceyle birden durdu ve geri çekildi. "Ah! Film izlemek istersen onu da yapabiliriz. Mısır patlatmıştın değil mi? Uykumu getirmeyecek bir aksiyon filmi buldum... Aslında gitarın yanındaysa şarkı da söyleyebilirsin bana. Pubda Teddy sürekli bıyıklarla ilgili söylendiği için pek odaklanamadım." Ya da arkadaş edinmekle meşgul olduğu için... Yine de bunu belirtmemeyi tercih etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jameson Bell

It's too romantic OTZAHI
Jameson Bell

Rp Yaşı : 35
Lakap : James, Jamie, J
Mesaj Sayısı : 68

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyPaz Ağus. 02, 2020 7:26 pm

.
    İzledi sevgilisini çakıyı incelerken. O güzel mavi gözler çakının üzerinde gezerken, James'in  gözleri de onun yüzünde geziyordu. Çocuğun mimiklerini inceliyordu. Beğenmiş miydi? Şüphelenmiş miydi? Ne de olsa inci kaplı bir bıçak şüphe çekerdi. Açıklasa mıydı? Sevgilisinin bıçağı boşluğa sallamasını izledi. Gülümsedi. Oyuncak kılıç değildi bu, daha etkili kullanmayı gösterirdi Daniel'a sonra. Şimdilik ama o gülüşün keyfini çıkarmalıydı. "Bu tarz şeyler hiç benlik değil."

    Biliyordu. Ama Daniel'ın elinde kendini savunabileceği bir şey olması bile içinin rahat etmesine yetmişti. "Ben kendi meyvemi bile çok nadiren soyarım. Ayrıca bir canlının hayatını almak.... Avcı bile olsa kimsenin hayatına kendi ellerimle son veremem. Ben bir sanatçıyım katil değil."

    Dur bi saniye ne can alması?! Ah Daniel, sadece kendini koruyacak kadar göz korkutmak yeterdi, katil olmana, o saf güzelliğini sevgilin dediğin bu adam gibi kirletmene gerek yok. İzledi sevgilisinin çakıyı kapatışını. Geri vermesini beklemişti, ama onun yerine cebine sokuşturmuştu çakıyı "Yine de senin için çantamda taşıyacağım." diyerek. Gülümsedi James. Mutlu olmuştu hediyesini kabul ettiği için. Ama sonra bir şey fark etmiş gibi durdu Daniel, havayı kokladı. Sonra ama gülümsemişti.

    "Parfümün gerçekten de iyi kokuyor." dedi Daniel adama yaklaşırken. "Kendim kullanıyor olsam şişene el koyardım. Ama maalesef suya çok giren biri olduğum için parfümler bende pek işe yaramıyor."

    Olsun, önemli değildi. Daniel'ın teninin kokusu yeterdi. Dünyanın en güzel parfümü.

    Çocuk sevgilisine sarılırken "Ailem canımı sıkmış olsa da, eğlenmenin bir yolu var aklımda." diye seksi bir fısıltı ile yaklaşmıştı, yüzünde hoş bir tebessüm ile öpecekmiş gibi yaklaşırken. Ama dudakları buluşamadan çocuk kendini çekmişti.

    "Ah! Film izlemek istersen onu da yapabiliriz. Mısır patlatmıştın değil mi? Uykumu getirmeyecek bir aksiyon filmi buldum..."

    Ne filmi yavrum! O dudakları istiyordu James şu an. Daniel'ın o öpücükten kaçışı resmen çıldırtmıştı adamı saniyesine. Böyle naz yapması James'i delirtiyordu. Ama frenledi kendini. Yorgundu çocuk çok, değil mi? Daha fazla yormaması en mantıklısıydı.

    "Aslında gitarın yanındaysa şarkı da söyleyebilirsin bana. Pubda Teddy sürekli bıyıklarla ilgili söylendiği için pek odaklanamadım."

    Ah doğru, gerçi sevgilisinin Teddy'yi pek dinlemediğininde farkındaydı James. Daha çok pubda o çocuklarla konuşmasındaydı suç. Hele hele sonra o çocuklarla akademide konuşması vardı. Kıskanmıştı. Söküp attı freni o yüzden. Hep kıskançlığı yüzünden Daniel çok yorulacaktı şimdi.

    Çocuğu kalçalarından kavrayıp aldı kucağına adam, çocuğun k*çını balkon korkuluğuna dayayarak girdi bacak arasına. "Sen sanki birinci seçeneği daha çok istiyorsun" diye fısıldadı, öptü o dudakları. Deli gibi arzuluyordu çocuğu adeta. "Gerçi film izlerken de yapabiliriz bunu" diye gülümsedi, çocuğun bacakları beline sarılınca içeri girdi.

    "Sen dile ben gitarsız da şarkı söylerim sana, en salakça filmi de izlerim" dedi koltuğun yanından geçip yatak odasına giderken. "Ama şimdi, keyfini başka türlü yerine getireceğim bebeğim"

    Odaya girince Daniel'ı yatırdı yatağa, ve gömleğini çıkardı çocuğa gülümseyerek.
.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://merlinsville.yetkinforum.com/t138-bell-jameson
Daniel Majevski

It's too romantic OTZd1f
Daniel Majevski

Rp Yaşı : 21
Lakap : Dani
Mesaj Sayısı : 53

It's too romantic Empty
MesajKonu: Geri: It's too romantic   It's too romantic EmptyPtsi Ağus. 03, 2020 7:11 pm

Yanıyordu. Hem de neredeyse gerçek anlamda. O kadar sıcaklamıştı ki, bu durum çok ağır olmasına rağmen uykusundan uyanmasına neden olmuştu. Gözlerini araladı ve güneşin ışınlarıyla aydınlattığı odaya baktı. Elini yastığın altına sokup telefonunu buldu. Saate baktı. Daha yediydi ve akademiye onda gitmesi gerekiyordu. Alarmı bir şekilde gecikirse diye dokuz buçuğa kurdu. Ardından telefonu yeniden yastığın altına sokuşturdu. Kendisini boğacak kadar sıkı sarılmış olan James'e dönebilmek için kollarıyla savaşması gerekmişti. Kaşık pozisyonu için bile fazla yapışıktı vücutları. Sonunda başardı ve ona döndü. Hala uyuyordu. Bu çok nadir bir durum olduğu için kısa bir süre ona baktı. Yüzünü inceledi. O an bir çok şey düşündü Daniel. Bu duruma nasıl geldikleri, yaşadıkları, James'in kendisine hissettirdikleri... Tüm bu duygusal şeylerle boğulduğunu farkedince de sevgilisini geriye doğru iteledi. O sırtüstü devrilince çarşafın altından kaydı ve kucağına doğru çıktı usulca. Dün gece en son hatırladığı ikinci kez birlikte oluşlarıydı. Ne ara kendinden geçmiş ve uyuyakalmıştı emin değildi. Neyse ki devam edecek gibi görünmesine rağmen James de uyuma kararı almıştı. Şimdi de ona bu hareketi için bir güzellik yapacaktı. Bu düşüncesinin ardından eğildi ve uyanana kadar onu öptü. James'in göz kapaklarının aralandığını görünce gülümsedi. "Günaydın uykucu. Bu sefer ben üstte olacağım." dedi. Tabi sonrasında olacakları bilseydi büyük ihtimalle James'i uyandırmadan kaçmayı akıl ederdi. Yaklaşık bir saat kadar sonra sendeleyerek yatak odasından çıkıyordu. Yerden kaptığı boxerını koridorun duvarına yaslanıp giydi aceleyle. Başını çevirip odanın girişinden görünen yatakta oturan James'e baktı. "Mola istiyorum. Akşama devam ederiz." dedi gülerek. "Çok susadım... Hem sana söz boşta olduğum gün evden hatta bu odadan çıkmayacağım" Yavaşça kapıya doğru yaklaştı. "Şimdi eşyalarımı almam lazım. Yerinde duracak mısın?" Girecek gibi bir adım attı ama James'in de hareketlendiğini görünce kahkaha atıp geri çekildi. "Sonra alırım o zaman." Hızlıca mutfağa yöneldi onun gelip kendisini yakalama ihtimalinden kaçınarak. Dolaplara yaklaşıp su içebileceği büyük bir bardak ararken belinin ağrıdığını hissetti. İlaç alması gerekecekti. Bugün akademide çok yorulmamayı umut etmekten başka çaresi yok gibiydi. Birkaç dakika aranmasının sonucunda su bardağının yanı sıra bir de elma bulmuştu. Harika bir başlangıç. Tezgahın üzerine oturmak için tırmandı yavaşça. Dün geceden beri yaşadıkları düşünülürse sıçrayıp oturmak pek mantıklı bir hareket olmayacaktı. Yerine iyice yerleşti ve suyunu kana kana içti. İkinciyi doldurdu sürahiden ve onu da yarıladı. "James!" Aklına birden bulunduğu yerin bir apartman olduğu geldi. James belki de hiç bir komşusunu tanımıyordu ama dünden beri bütün apartman onun burada yaşadığını öğrenecek kadar adını duymuştu. Yanaklarının kızardığını hissedince başını önüne eğdi. Keyif almaya bakmaktan çok ses çıkarmamaya çalışması gerekiyordu. Yine de bir daha ki sefere çenesini kapalı tutabileceğinden emin değildi. "Bugünkü planın ne? Pubda mı olacaksın?" Eğer olacaksa belki öğle arasında gelebilirdi. Ya da direkt eve uğrayabilirdi. Gerçi bunu yaparsa ertesi sabaha kadar dışarı çıkamayabilirdi. Güldü kendi kendine. Şelalenin yerini ona tarif etmesi gerektiğini yazdı aklının bir köşesine. O zaman baya rahat olacaktı Daniel için. Bu sırada odadan çıkarken kapmayı başardığı telefonun titremesiyle, başını önüne eğdi, gelen mesaja bakmak için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
It's too romantic
Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Merlinsville :: kasaba :: Dış Dünya-